🌑 Hücre Ile Ilgili Ilginç Bilgiler

Hücre Fizyolojisi Hücre Fizyolojisi Nedir. Hücreler yaşayan organizmaların yapısal ve fonksiyonel birimleridir. Hücreler küçük fakat kompleks yapılardır. Yaşamın bu temel birimi hakkında ayrıntılı bilgiler ilk kez 17. Yüzyılda ışık mikroskobunun geliştirilmesi ile edinildi. İlginçBilgiler: 5 kişi çevirimiçi. Sosyal: 3 kişi çevirimiçi. İngilizce: Çok güzel hazırlanmış Hücre ile ilgili kavram haritası sunumu. Gebelikle İlişkili Meme Kanseri Hastalarında Germ Hücre Hattı Mutasyonları ile İlgili Klinik Çalışma Serisi Giriş: Gebelikle ilişkili meme kanseri (GİMK); gebelikte, emzirme döneminde veya doğumu takip eden 12 ay içinde teşhis edilen meme kanseri olarak tanımlanır. Hücrenin keşfi ve hücre ile ilgili yapılan ilk çalışmalar 17. yüzyılda mikroskobun icadı ve geliştirilmesiyle başlamıştır. Hücre terimi ilk kez 1665`te Robert Hooke tarafından kullanıldı. Bir fizikçi olan Hooke, şişe mantarından kesit alıp geliştirdiği basit düzeydeki mikroskopta incelediğinde bal peteğini andıran Aşağıdakiler konu ile ilgili bazı ilginç gerçekler 43) Her gün 120 milyon cinsel ilişki yaşanıyor. İnsanlar hızlı çoğalan bir tür. Günde 120 milyon cinsel ilişki yaşanıyorsa, nüfus artışına şaşırmamak lazım. 44) İnsan vücudundaki en büyük hücre, bir kadının yumurtasıdır. İnsan vücudundaki en küçük Hücreiçerisinde sistematik olarak yerleşmiş olan " Mikrotubul " ve " Mikroflament " ler hücre iskeletini meydana getiren ana unsurlardır. Soldaki şekilde hücre zarının hemen altından yerleşmeye başlayan mikrotubul (mavi renkli çubuklar) ve mikroflamentleri (sarı renkli ağsı yapı) görmektesiniz. Tıkanan damardaki kan akımı tamamen kesilirse kalp krizi (enfarktüs) ortaya çıkar. Yani kalp krizi, damarların kalbi besleyen kısımlarında kan akımının sebeple nedenlerle ani kesilmesi veya azalmasına bağlı olarak gelişen ve o damarın beslediği kalp kasında çeşitli derecede hücre ölümü ile sonuçlanan bir hastalıktır. WUdF. Hücre Nedir?Organizmayı oluşturan hücrenin canlılığı; yapısındaki atom, iyon ve moleküllerin eksiksiz bir şekilde düzenlenmesine ve işleyişine bağlıdır. Diğer bir deyişle; atom, iyon ve moleküllerin varlığı canlılığı temsil etmek için yeterli değildir. Çünkü bunlar cansız varlıkların da temel cansız varlıklardan ayırt edilebilmesi hücresel organizasyona bağlıdır. Yani atom, iyon ve moleküller arasındaki etkileşimler sayesinde canlılık kavramı ortaya moleküllerden meydana gelen hücre zarıBu nedenle bir hücre, kendi kendine yetebildiği için canlılığın en küçük birimi olarak kabul edilir. Temel besinler ve uygun çevresel koşullar sağlandığında birçok hücre tipi laboratuvarda oluşturulan yapay ortamda besi yeri yıllarca canlı kalabilir. Ancak hiçbir hücre organeli besi yerinde canlılığını uzun süre sürdüremez. Bu durum hücrenin, kendi sürekliliği ve büyümesi için gerekli bütün fiziksel ve kimyasal bileşenler arasında mükemmel bir organizasyona sahip olduğunu ve organellerin yapısının keşfedilmesi, merceklerin özellikle de mikroskobun geliştirilmesi sayesinde mümkün olmuştur. Bilim dünyasında hücre terimini ilk kez İngiliz doğa bilimcisi Robert Hooke Rabırt Huk 1637-1703 meşesiHook bir tüpün iki ucuna birer mercek yerleştirerek basit bir mikroskop elde etmiştir. 1665 yılında mantar meşesinden [Quercus suber kuersus süber] aldığı kesiti incelemiş ve gördüğü boşluklara cellula sellula, hücre adını Hooke’un mikroskopta gördüğü mantar dokusuAynı yıllarda bilim insanı Anton van Leeuwenhoek Anton fan Lövenhuk ve arkadaşları; mikroskobu daha da geliştirerek su içinde yaşayan tek hücreli canlıları, sperm hücresini ve kan hücresini incelemeyi zarıRobert Hooke Hücre Nedir?Canlılığın temel yapı birimi hücredir. Hücre teorisine göre tüm canlılar hücrelerden oluşur ve yeni hücreler öncekilerinin bölünmesiyle meydana kimyasal bileşen ve metabolik işlev açısından benzerlik gösterir. Bir organizmanın işlerlik kazanması hücrelerin etkileşimine ve toplu faaliyetlerine mikroskoplarının büyütme gücü ışık mikroskoplarına göre çok daha fazladır. Bu da bilim insanlarına hücreyi detaylı inceleme imkânı sunmuştur. Mikroskopta inceleme yapabilmek için ilk olarak preparat lam, lamel, inceleme ortamı ve kesitten oluşur. Bitkisel veya hayvansal bir dokudan jilet veya bisturi ile alınan ince parçaya kesit, kesitin üzerine damlatılan sıvıya da inceleme ortamı hazırlanmasıHücrelerin çevresi zarla çevrilidir. Zarla çevrili çekirdeği ve zarlı organelleri bulunmayan hücrelere prokaryot hücre, zarla çevrili çekirdeği ve zarlı organelleri bulunan hücrelere ökaryot hücre denir. Endoplazmik retikulum ER zarlı bir organel olup hücre içi madde taşınmasından sorumludur. Granüllü endoplazmik retikulumun dış zar yüzeyinde protein üreten ribozomlar bulunur. Granülsüz endoplazmik retikulum bazı hücrelerde steroit sentezler. Golgi aygıtı, ER’de üretilen salgıyı olgunlaştırır. Bazı bileşiklere karbonhidrat ekleyerek paketler ve salgılamaya hazır hâle getirir. Ayrıca lizozom hücre yapısına sahip bakteri hücresi ve kısımlarıLizozom hücre içi sindirimde görev alır. Mitokondri çift zarlıdır. İç zarın oluşturduğu kristalarda solunum enzimleri bulunur. Plastitler bitki ve alg hücrelerinde bulunur. Kloroplastlar yeşil renkli klorofil pigmentini, kromoplastlar daha farklı renklerdeki sarı, kırmızı, turuncu gibi pigmentleri bulundururken, lökoplastlar renksizdir. Peroksizomlar oksidasyon reaksiyonları ile ilgili enzimleri içeren zarlı keseciklerdir. Mikrotübüller hücrenin şeklini korur. Mikroflamentler ve ara filamentler hücre hareketinde rol oynar. Sentrioller mikrotübüllerden oluşur. Hücre bölünmesi sırasında iğ ipliklerini meydana getirir. Çekirdek çift zarla çevrilidir. Hücrenin kalıtım ve yönetim merkezidir. Bitki hücreleri sentriol içermez, hücre duvarı ve büyük merkezi bir kofula zarında aktif taşımaHücre zarı seçici geçirgen özelliğe sahiptir. Zardan madde geçişleri pasif taşıma ve aktif taşıma olmak üzere iki şekilde meydana gelir. Difüzyon, kolaylaştırılmış difüzyon, osmoz ve diyaliz pasif taşımadır. Pasif taşımada hücre enerji harcamaz. Difüzyonda moleküller çok yoğun oldukları yerden az yoğun oldukları yere doğru hareket eder. Kolaylaştırılmış difüzyonda çeşitli moleküllerin difüzyonu hücre zarındaki bazı proteinlerle sağlanır. Osmoz suyun difüzyonudur. Hücrelerin osmozla su kaybetmesi için hipertonik, su alıp şişmesi için de hipotonik bir çözeltiye konulması bir çözeltiye konulan hücrenin koful hacminde değişiklik olmaz. Aktif taşımada molekül ve iyonlar, az yoğun ortamdan çok yoğun ortama doğru hareket ettiğinden mutlaka enerji harcanır. Büyük moleküllerin, hücre zarı ile oluşturulan kofullar aracılığıyla hücre içine alınmasına endositoz denir. Endositozla hücre içine alınan madde katı ise bu olaya fagositoz, sıvı ise pinositoz adı verilir. Ekzositoz ise büyük moleküllerin hücre içinden hücre dışına doğru taşınması yapılarda meydana gelen bozukluklar çeşitli kalıtsal hastalıklara yol açabilir. Örneğin Tay-Sachs hastalığı lizozomların görevlerini yapamaması sonucu ortaya çıkar. Kistik fibroz ise hücre dışına fazla miktarda klor iyonunun atılması sonucunda meydana gelir. Bu hastalıkların ikisi de bireyin çok erken yaşlarda hayatını kaybetmesine neden olur. Yine mitokondri DNA’sındaki mutasyonlar sebebiyle insanlarda LHON sendromu, Leigh Sendromu ve Kearns-Sayre sendromu gibi kalıtsal hastalıklar da hücreler kendini yenileyebilen, farklı hücre ve dokulara dönüşebilen hücrelerdir. İnsan vücudunun farklı dokularından hem embriyonik hem de ergin dönemde alınan kök hücreler, hücre kültürü ortamında yetiştirildikten sonra birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Hücre zarı hakkında bilgi verir misiniz? Hücre ZarıHücre zarı, oldukça karmaşık ve devingen yapısıyla, hücre canlılığının çok önemli bir bileşenidir. Hücre canlılığının ve özgün hücre işlevlerinin sürekliliğini mümkün kılan çok önemli bazı fonksiyonları yerine getirir ki, bunları kabaca şöyle sıralamak mümkündür Hücre içi ortamın özgün bileşimini hücre dışı ortamdan ayırmak Hücre içi ile hücre dışı ortamlar arasında seçici bir şekilde madde alışverişini sağlayarak hücrenin atıklarını hücre dışı ortama vermek, hücre dışından hücreye gerekli maddeleri almak ve hücre içi ortamın özgün yapısını korumaya yardımcı olmak Komşu hücrelerle iletişimi ve madde alışverişini sağlamakHücre zarı, Hücre, canlının canlılık özelliklerini taşıyan, yapı ve görev bakımından en küçük parçasıdır. Hücreye göze de denilebilir. Atomların molekülleri, moleküllerin makromolekülleri, makromoleküllerin makromoleküler yapıları oluşturmasıyla, dokuların en küçük yapı taşları olan ve yaşamın tüm özelliklerini sergileyen hücreler oluşmaktadır. Genel olarak tüm hücreler temelde aynı yapıya sahiptirler. Fakat bulundukları dokuya ve dolayısıyla fonksiyonlara bağlı olarak bazı farklılıklar incelemede iki koyu renkli tabaka arasında açık renk bir tabakadan oluşuyor gibi gözükse de, aslında iki tabakadan oluşan bir hücre organıdır organel = organcık. Her iki tabaka da fosfolipit molekülleri içine gömülmüş çeşitli proteinlerden oluşur. Fosfolipit moleküllerinin Albüminli madde; organizmanın en önemli yapı taşı. Amino asitlerin birleşmesinden meydana gelmiş karmaşık yapılı organik moleküllerdir. Kelime olarak “en önemli” mânâsına gelen protein, gerçekten de canlının en önemli maddesini teşkil eder. Bütün canlıların hücreleri protein ihtivâ eder. Proteinler hücre stoplazmasında çözünmüş hâlde bulunur. Kas, karaciğer gibi organ ve dokuların % 80-90’ı proteindir. Kemik sistemi ve yağ dokusunda ise protein daha azdır. uzun zincirli yağ asitlerinden oluşmuş kısımları suyla geçimsiz suda çözünmez ama yağda çözünür olduğu için, her iki tabakada bu kısımların hakim olduğu taraflar birbirlerine bakar ve hücre içi ile dışının sulu ortamıyla direkt olarak karşılaşmazlar. Görece simetrik olan bu iki tabaka, mikroskopideki açık renkli orta tabaka görünümünden sorumludur. Fosfolipidlerin suyla geçimli suda çözünen kısımları ise hücre zarının dış ve iç katmanlarında, sırasıyla hücre dışı ve içinin sulu ortamları ile temas halindedir. Çeşitli fonksiyonlara sahip hücre zarı proteinleri zar tabakalarının bu kısımlarında daha yoğun olarak bulunur ve mikroskopideki 2 koyu dış tabaka görünümünden bu iki kısım yana duran iki hücrenin sitoplazma zarları arasında 150-200 A° Sitoplazma, yarı sıvı matriks olup, plazma zarı ile nükleus arasını doldurur. Sitoplazmanın submikroskobik morfolojisi 1945 yılında Porter tarafından elektron mikroskobu ile yapılan çalışmalar sonunda aydınlatılmıştır. Bir canlıda saptanan her türlü canlılık olayları sitoplazma içerisinde geçer. Genellikle saydam ve homojen bir kitle oluşturur. angstrom genişliğinde hücrelerarası bir alan vardır. Bu alan, hücreleri birbirine yapıştıran bir madde ile doludur. Hücre zarı girintili çıkıntılıdır. Bu yapı hücreler arasında Angström adezyonu ve aynı zamanda hücreler arasındaki dokunma yüzeyini zarı, hücre içeriğini ayarlamada çok önemlidir. Hücre zarı bazı maddelerin geçişini engellerken bazılarının geçmesini kolaylaştırır. Bu özellik zarın yapısına ve zardaki deliklerin por büyüklüğüne bağlıdır. Bir hücre zarından zardan her türlü madde geçebiliyorsa bunlara geçirgen hiçbir maddeyi geçirmiyorsa geçirgen olmayan ya da geçirimsiz bazılarını geçiriyor ve bazılarını geçirmiyorsa da seçici geçirgen hücre zarı özellikleri -Hücreyi dış ortamdan ayırır. -Hücreye şekil verir. -Madde giriş-çıkşını düzenler. -Canlı yapıdadır. -Kalınlığı 12nm’dir. -Protein,yağ ve karbonhidratlardan oluşur. -Aktif taşıma olayını düzenler. -Hücrenin beslenmesine yardımcı olur. -Komşu ve yabancı hücreyi bulur. -Hücreyi alınacak hormonları tanır. -Hücrenin yıpranan kısmını onarır. -Metabolizma atıklarının dışarı atılmasını sağlayarak iç ortamı düzenler. -Prokaryot hücreye sahip canlılarda zardaki solunum enzimleri sayesinde enerji üretimi sağlanır Amerikan Discover dergisi ölüm ile ilginç bilgiler yayınladı. İşte ölüm hakkında merak edilenler İlk ölüleri toprağa gömme işlemi, İspanya'nın Atapuerca bölgesinde 350 bin yıl öncesine kadar dayanıyor. Bütün ölümlerin temelinde oksijen eksikliği yatar. Ölümün ilk üç gününde enzimler yemeğe başladığınız gibi sindirilmeyedevam ediyor. Parçalanan hücreler bağırsaklarda yaşayan bakterilerinyemeği oluyor. ABD'de gömülen cesetler, toprağa her yıl ortalama 3 milyon litre sıvı bırakıyor. Bİr İsveç şirketi, cesetleri çeşitli kimyasal maddelerle bir tüpün içinde 6 ila 12 ay arasında ayrışıyor ve tamamen yokoluyor. Böylece çevreye zarar verilmediğini iddia eden şirket, buna'ekolojik defin' diyor. Hİndİstan'dakİ Zerdüştler, cesetleri akbabaların yemesi için açık alana atıyor. İNGİLİZ Kraliçesi Victoria'nın kocası Prens Albert, bornozu ve elinin alçısıyla gömülmek için ısrar etmişti. Madagaskar'da aileler akrabalarının kemiklerini çıkarıp törenle köyünetrafında dolaştırıyor. Daha sonra da kemikler yeni bir kefene koyulupyeniden gömülüyor. Eski kefen, yeni evlenene veriliyor veya çocuğuolmayanların yataklarına seriliyor. 19'uncu yüzyılda Mısır'da demiryolu inşaatı yapan şirket, mumyalarılokomotiflere yakıt olarak kullandı. Böyle büyük tasaruf yaptılar. İngİlİz filozof Francis Bacon, tavuğu dondurmak istedi. Tavuğun içinikarla dolduran Bacon, soğuktan hastalığa yakalandı. 1926 yılında dazatürreeden hayatını kaybetti. Embrİyonİk gelişim döneminde organların oluşumunda bazı hücrelerihtihar ediyor. Eğer bazı hücreler ölmeseydi, ördekler gibi taraklıayaklarla doğardık. 1907 yılında Massachussettsli bir doktor, özel bir ölüm döşeğitasarladı. Sonra da insan vücudunun ölüm anında 21 gram kaybettiğinirapor etti. Bu nedenle ruhun 21 gram tuttuğu varsayılıyor. ABD'de insanların yüzde 80'i hastanede ölüyor. ABD'NİN New York kentinde cinayet kurbanından çok intihar eden insan var. İnsanlığın başlangıçından beri 100 milyar insanın öldüğü sanılıyor.

hücre ile ilgili ilginç bilgiler