🏙️ Aileme Bir Şey Olacak Korkusu

Sonzamanlarda çok sorguluyorum kendimi bu konuda. * Burcu aşık olunca nasıl biri oluyor? - Çok deli bir enerji geliyor, normalde de tez canlıyımdır ama aşık olunca oran daha da artıyor. Tamam birbirimizi tanıyalım, edelim ama artık bir ilişki yaşayacaksak yaşayalım, adını koyacaksak koyalım diye düşünürüm. KendinizdeVajinismusa Etki Ettiğini Düşündüğünüz Faktörler Nelerdir? (Birden Fazla Seçeneği İşaretleyebilirsiniz) %40 Cinsel İlişki Pozisyonu. %45 Önsevişme Eksikliği. %55 Korku. %20 Aile Baskısı. %20 Geçmişte Yaşanılan Cinsel Travma. %40 Cinsel Eğitim ve 1 Hedefinizi belirleyin ve niyet edin. 2- Meditasyonlarda ve günlük yaşamda net olarak o fikri ya da görüntüyü yaratın ve zaten olmuş gibi hissetmeye çalışın. 3- Sık sık hafif ve yumuşak bir şekilde üzerine odaklanın. (Fazla zorlayıp aşırı enerji yüklemeyin) 4- Hayalinizin üzerine pozitif enerji yükleyin. Kıyafetalırken veya denerken ki mutluluğu anlatamam. Kıyafetin üzerine yakışması insanı öyle mutlu ediyor ki, yağlarımın bir yerden fırlamaması öyle güzel bir duygu ki; bu mutluluk paha biçilemez. Her şeyden önce kendi kendini beğeniyorsun ve moralin inanılmaz yükseliyor. Müthiş bir özgüven artışı geliyor. AdanaŞehir Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli hemşire Seda Nur, "Ölür müyüm korkusu oldu çünkü ateş, öksürük aşırı derecedeydi, yataktan kalkamadım" dedi. - Ahergenlik her ne kadar nasihat versekte anlayabileceklerin bakış açın kadar olacak.adrenalin diye böbrek üstü bezlerinin salgiladigi bir hormon var ve bu hormon tetikteyim işareti verir vücuda.doğal olmasa hayvanlar da olmazdı zaten.köpekler havlarken,kediler tuylerini kabartirken de bu hormonu salgilar.he bazı kavgalar da olmamasinin nedeni kendinden emin Sanıyorumbu olaydan sonra başladı ölüm korkusu. Hep konuşmak yazmak çizmek kolay. Zaman algısı iyice kavramaya başladığım bir şey oldu son günlerde. Beni olduğum gibi seven bir insana sahibim. Kendimi aileme bile kabul ettirmem 30 sene sürmüşken bu adam için saatler almış olması enteresan değil mi :) Çözüm Herne kadar kalp krizleri konusunda uzman olan kişi erkek arkadaşım da olsa, ölüm vakti konusunda asıl uzmanımız Hemşir’dir. Eğer insanlara havalı takma isimler takılan bir dünyada yaşasaydık onun takma adı “ölüm bilen, vakit bilen” gibi bir şey olurdu. Ona bunu nasıl bildiğini sorarsanız, size renklerden bahseder. TürkiyeHırvatistan maçı için yazdığım yazıda tarihin tekerrür edeceğini ve yenileceğimiz yazmıştım. Normal şartlarda yenilmemiz gerekiyordu. Çünkü sahada top oynayan tek takım Hırvatlardı. fakat önceki maçlarda olduğu gibi bir şey bizden yanaydı. kimine göre şanş kimine göre inanmak kimine göre mücadeleyi bırakmamız olarak açıklanıyordu. kimileride bu lGCzVG. Ölüm korkusu, insanlara has bir özelliktir. İnsanlar kendini anlamaya başladığında, bunu yaşamaya başlarlar. Fakat ölümün bilinmeyen şekilde, bilinmeyen bir tarihte ve kesinlikle gerçekleşecek olması belirsizlik içerir. Bu korkuyla özdeşleşen kişiler, zaman içinde psikolojik sorunların içine düşebilirler. Korkularının derecesine göre evden çıkmaz, toplu taşıma araçlarına binmez ve insanlardan kaçmaya başlarlar. Yaşamlarında çok sayıda şeyle karşılaşmayı istemezler. Kişinin bu korkuyu günlük yaşamını etkileyecek düzeyde yaşaması halinde, mutlaka bir uzamandan destek alması gerekir. Bu aşamada ölüm korkusu aşılması gereken bir sorun haline gelmiştir. Bunu çoğu insan yaşasa da, belli bir kesim en yüksek düzeyde yaşar. Ölüm korkusuyla evden bile dışarıya çıkamaz hale gelebilir. Dışarı çıktığında araba çarpacağından, denize girdiğinden boğulacağından çekinerek yaşamlarında engellerle yaşarlar. Bu durum sosyal yaşamlarını olumsuz düzeyde korkusunun altında ne yatar?Bu korku genellikle yaşanan bir acıdan ya da tanık olunan olumsuz bir olaydan kaynaklanır. Kişi bir yakınını trafik kazasında kaybederse, trafiğe ve araçlara karşı çekinik bir tutum sergiler. Bununla ilgili her şeyden kaçınır. Bunun kendi başına geleceğini düşünerek, ölüm korkusu yaşamaya başlar. Bu durum hastalık halini almaya korkusunda tedavi nasıl uygulanır?Bu korkunun tedavisinde genellikle varoluşçu terapi kullanılmaktadır. Fakat bazı durumlarda bilişsel davranışçı yöntemlere de başvurulur. Kişinin hayatı anlaması, yaşamı tekrar yorumlamasına dair bakış açısı kazanmasını sağlayacak psikolojik destekte önemlidir. Bazı hallerde hipnoz desteğinden de faydalanılabilir. İlaç tedavisi fazla kullanılmamaktadır. Sadece kişinin korkuyu fazla yaşaması nedeniyle, fizyolojisinde el titremesi, nefes alamama gibi etkiler oluştuğunda, ilaç tedavisi destek olarak korkusu kaç türlü yaşanabilir?Her insan değişik düzeylerde ölüm korkusu yaşayabilir. Fakat ölüm korkusundan anlaşılan farklı etkiler olabilir. Bu korku artık yaşamamak, varlığın devam ettirilmemesi şeklinde yaşanır. Bu korku diğer korkulardan daha farklıdır. Bunun bir nesnesi bulunmamaktadır. Herkesin ölüm korkusu farklı şekillerde anlatılabilir. Bazıları ölümün kendisinden korkar. Nasıl öleceğini, nasıl toprağın altına gireceğini, nasıl kontrolünü kaybederek öleceğini düşünerek korkar. Bazıları ölümünden sonra geride kalanların ne olacağından, öbür dünyada neler olacağından yani bilinmezlikten korkarlar. Bazıları da ölümün gelmesiyle birlikte var olamayacağından korkarak, patolojik bir durumun ortaya çıkmasını korkusu doğal bir davranış mı?Korku insanın yaradılışında bulunan bir özelliktir. Yerinde ve zamanında ortaya çıkarsa doğal kabul edilir ve yaşamı koruyan bir heyecan olarak görülür. İnsanlar doğumlarından itibaren yaşamı boyunca hayatta kalabilmek için uğraşır. Susuz kalmaktan, aç kalmaktan, yaralanmaktan, karanlıktan ve daha pek çok şeyden korkarlar. Bunlar için mücadele ederler. Bunlardan korkmanın sebebi ve bunlarla mücadele edilmesinin sebebi kaybetme durumunda kişinin öleceğini bilmesindendir. Bu yüzden ölüm korkusu temel bir korkudur. Diğer korkular ölüm korkusunun bir korkusu kimlerde daha fazla olur?Bu korkuya neden olan sebeplerin başında ölümün ne zaman geleceği ve nasıl olacağı hakkında belirsizliklerin olmasıdır. Yapılan araştırmalarda evlilerin bekarlardan daha fazla ölüm korkusu yaşadığını, çocukluk olanların çocuksuzlardan, zengin olanların fakirlerden, dinin emirlerini bilmesine rağmen bunları yeteri kadar uygulamayanların ölüm korkusunu daha fazla yaşadığı belirlenmiştir. Dindar olmayan kişilerde olan korkular ölümden sonra yaşayacağı sıkıntılar, cezalar, acılar gibi durumları korkusu yenilebilir mi?Bu korkunun yenilmesi için biraz çaba harcanmalıdır. Ölüm korkusunun azaltılması için yapılabilecekler arasında, tatmin edici bir yaşam sürülmeli, ölümü düşünmeli, ölüm sürecindeki yakınlarla ilgilenilmeli, insana faydalı işler yapılmalı, inançlara göre yaşanmalı, ölüm hakkında bilgilenme gibi faaliyetler bulunur. Ölümü öteleyerek, bundan kaçamaya çalışmak mümkün olmadığı için, ölüm korkusunu yenmek gerekir. Son Güncelleme 155129 Ölüm Korkusu ile ilgili bu madde bir taslaktır. Madde içeriğini geliştirerek Herkese açık dizin kaynağımıza katkıda bulunabilirsiniz. 30 Yorum Yapılmış "Ölüm Korkusu" Benakciğer kanserinden babamı kaybettim ve o donemde hamileydim şuan kızım sekiz aylık ve uzun suresir olum korkusu yasıyorum her an ölecek gibi oluyorum gece yatamıyorum uykumda boğuluyorum kalbim çırpınıyor.. Ve yanlız kalamıyorum .. Bazen hayal ve gece uykumda rüya gormeme yol acıyor rüyamda oleceğimi gördüm. Gozumu kapatmadan hayaller goruyorum ve bunu atlatmak istiyorum .. Ne yapmalıyım Gulcan . YANITI GÖRÜNTÜLE 1 haftadır doğru duzgun uyuyamıyorum 9aylık bi oğlum var. Geceleri hep ölüm aklıma geliyo. O gece ölücekmişim gibi hissediyorum. Gündüzleri o kadar çok olmuyor. Oğlumun büyüdüğünü göremeden ölücekmişim gibi hissediyorum. Mihran . 2141473 YANITI GÖRÜNTÜLE Merhaba ben bu son 2 haftadir surekli icimde bir korku olustu surekli beynimin icinde birsey beynimi kemiriyor sana birsey olcak .. sen öluceksin diyor.. allaha sukur saglim yerinde hicbirseyim yok ama bu korku beni son iki haftadir cok sardii ? Hic birseyden zevk alamaz hale geldim insanlardan kacar oldum oturdugum yerde kendi kendime “ olacaklari “ kurguluyorum delirecek gibi oluyorum boyleee bir durumda olan oldumu nolur acil cvp Duygu . 1601341 YANITI GÖRÜNTÜLE heran olcekmis gibi hissetmem var ölmekten değil geride kalanlari düşünüyorum hersey ölümü çağrıştırıyor biri mesale biriyle konusuyo acaba bnm hakkimdami konusuyo diye düşünüyorum ölcem diyemi konusuyolar diye aklıma geliyo bazende kalpmim durcak ölcemmi acaba diyorum mutsuz bisekilde dolaniyom yüzüm aşık hiç biseyden zevk almiyorum kiyafet bile almiyorum en çok sevdiğim işlerden biri alisveristi acaba ölcem almiyim diyom Ada . YANITI GÖRÜNTÜLE Gündüzleri biseyim yok geceleri durmadan olcekmisim gibi geliyor. Ufak bir oğlum var ona bakarak sorgu sualimi veririm altında nasıl kalırım diyorum .bir korku giriyor içime sanki arkamda biri geziyomus bişey yapacakmış gibi geliyor çok korkuyorum nasıl sorgumu sualimi veririm diye düşünüyorum Ozge . YANITI GÖRÜNTÜLE ben kendimi ölüyorum gibi hissediyorum birebir yaşıyormusum gibi göhsüm ahrısa ölüyorum başım ağrısa ölüyorum yani n ufak bişeyde ölüm hissi gelip kalbim heycanlaşıyor suradımı bir uyuşma kaplıyıp ateş ve titreme oluyor nedir bu nasıl düzelirim Dogan . YANITI GÖRÜNTÜLE Cok kotuyum bırı yardım etsın kafayı yedım uyusam uyanamocam korkusu var cocuklarım ne yapar dıe uyurken kızıma sarılıp aglarken dalıp gıdıyorum panık atak hastasıyım her gun bır yerım agrıyo bu durumda ıse gıdıyorum ıyımı edıyorum kotumu bılmıyorm Cunku Benn . YANITI GÖRÜNTÜLE Gunduzleri degikde geceleri surekli olumu hatirliyorum ve uyumakta cok gucluk cekiyorum surekli etrafima bakiyorum lavaboya gitmeye bile korkuyorum her gece oluyor ne yapmaliyim Esra . YANITI GÖRÜNTÜLE Evet babam öldü 2 yıl oldu ve yaklaşık 1 aydır bu korku var ne yapacağımı bilmiyorum yaşım 12 anneme söylesem inanmazlar diye söylemiyorum söylesem de bı ton iş çıkacak Gürkan . YANITI GÖRÜNTÜLE Herşeye panik yapıyorum sabah akşam ölümü düşünüp kalbimi hızlandırıp nefesimi darlaştırıyorum psikoloğa gittim hap kullanıyorum bir şey olur mu ? Ceyda . YANITI GÖRÜNTÜLE Her gün gece gunduz ölümü düşünüp brakacağim şeyler gelio aklıma cook üzülüyorum Esengül . YANITI GÖRÜNTÜLE Ölüm korkusu var bende ne yapmalıyım Nafya Solmaz . YANITI GÖRÜNTÜLE Ben yaklaşık 5 hafta önce gece saat 3 ve 4 arası bir korku yaşadım. Azrail aleyhisselamın geldiğini hissettim ve namaza başladım. Allaha şükür 5 haftadır kılıyorum ve bırakmayacam. Bazen sabahları kuran okuyorum. Öbür tarafa sevaplarım çoğunluklu olarak gitmek için ama bugün tekrar aynı şey oldu. Yatağımda uzanırken bir anda bedenime bir şeyin yaklaştığını hissettim, ateş bastı, tüylerim diken diken oldu. Benim en büyük korkum geç kalmış olmam. Allaha ibadet etmekte geç kalmış olmam. Evet ölümün ecele faydası yok ama içimde böyle bir korku oluştu. Alparslan . 044906CEVAP YAZ Ben yaklaşık 1 yıldır gece yatarken ölecekmişim gibi hissediyorum gündüzleri o kadar da olmuyor hatta hiç olmuyor ama geceleri euzü besmele çekmeden kesinlikle uyuyamıyorum hatta bazen o da yetmiyo dua okuyorum ancak o şekilde uyuyabiliyorum ben eskisi gibi direkt hiç bir şey yapmadan korkmadan direkt uyuyabilmeyi özledim nasıl olucam öyle ya da dönebilecek miyim o günlere Hakan . 062341CEVAP YAZ Birden bire ortada hiçbir sebep yokken ölüm aklıma geliyor içimi bir korku sarıyor. Ve genellikle bu geceleri oluyor. Yakınımda ölen birini hatırlamıyorum. Aileme söyleyip destek almak gerekirse bir uzmana görünmek istiyorum ama inanmayacaklar, umursamayacaklar. Böyle şeylerle uğraşmazlar zaten. Yaşım 15 ve ben bunu senedir yaşıyorum. Ne yapmalıyım lütfen cevap yazın.. Medine . 040732CEVAP YAZ İsminiz Ölüm den cok korkuyorum nefsim daraliyor heran olecegim diye 2 kzim var daha kucucukler ben olsem onlar napar ben ölsem cehhennemde naparim allahimn dusundukce aklim psikojim bozluyo rabbim gunahlarimzii af eylesin off keske dunyaya gekmeseydim Zeynooo . YAZ ölüm korkusunu uzun süre yaşadım,aslında kurtulmak çok basithergün bu korkuyu yaşamanıza rağmen ölmüyorsunuz,sadece bir kere aman öleceksem ölüyim nasıl olsa sabah sağ uyanıyorum deyip uyumak,tabi b vitamini desteğini unutmayın Melih . YAZ Selam bende mesela birinin olum haberi aldiqysam bir hafta kendime gelemiyorum ve dusunuyorumki simdi o olen toprak altindadir nasil korkmuyormu yalniz cehennem ve bu beni cox sikiyor inanin biktim arrik allah yardimcimiz olsun Siyah Beyaz . YAZ Benim Korkum Ailemi kaybetme korkusudur bunun için ne yapmam gerekiyor. Hayat devam edecek tabi kide ama anne baba kaybetme korkusu benim delirmeme neden olabilir mi? Uğur Cem . YAZ Ben bir anda herseyden tat ve haz almamaya basladim surekli ölucegiz bir sey yapmaya ne gerek var ve hic birseyden mutluluk va sevinc duymuyorum Dilek . YAZ Ben 4 sene önce babamı 1 sene önce de annemi ve iki amcami kaybettim yatağa yaptığım da ölüm geliyo aklıma. Uyuyamıyorum süreli düşünüyorum Ayşegül . 005606CEVAP YAZ Sürekli nedenini de bilmesen hep ölümü düsünüyorum ve dünyanin sonunu bu ne demektir yani ne anlams gelir? Bã¤rin . 211810CEVAP YAZ Besmele çekmeden uyuyamıyorum sanki çekmesem ölecekmişim gibi hissediyorum bunu nasıl aşabilirim Anonim . 020937CEVAP YAZ Günlük yaşantımı değil ama rüyalarımı çok etkiliyor Allahım sen yardım et Zencefilli Bir Limom . YAZ Sürekli ölümü dusunir olecekmis gibi korkirmis bunalırmis gibi oluyorum Hicran . YAZ ben gozleri kapatigimda gomecekleri cukuru gordum anlami nedir acaba İonica . 181032CEVAP YAZ Ya bende çok korkuyorum özellikle uzun yolculuğa çıkmadan önce&128532; . . YAZ Hiç bir şeyden tat almıyorum hayat boş geliyor ölücez zaten diyorum İsmail . YAZ Panikatak sidetliölumkurku Savaş . YAZ Bende cok korkuyorum Nedret . YAZ Panik Atak Türleri 1. Beklenmedik Ataklar Nedensiz,birden ortaya çıkan nöbetler. Panik bozuklukta bu tür ataklar vardır. 2. Duruma bağlı olanlar Korkulan bir kedi, köpek veya başka bir nesneyle yada bir durum karşısında ortaya çıkar. 3. Durumsal yatkınlık gösterile... Paranoya Tedavi Yöntemleri Paranoya psikolojik bir rahatsızlık ile birlikte toplum içinde aşırı evhamlı kişiler içinde kullanılan, anlamı eski Yunancada delirmek olan hastalık ve nitelemedir. Paranoya rahatsızlığı temelinde aşırı evham, endişe ve kuruntular barındırır. Halk ar... Şizofreni Tanısı • Şizofrenide görülen belirtiler başka psikiyatrik hastalıklarda da görülebilir. • Hiçbir belirti tek başına tanı koydurucu değildir. Tanı psikiyatri uzmanı tarafından hastanın ruhsal muayenesi, hasta yakınları ile görüşme ve çoğu zaman hastanın kli... Majör Depresyon Majör depresyon, özellikle gençlerde çok sık karşılaşılan psikolojik bir durumdur. Ortaya çıkması durumunda çok ciddi sonuçlara neden olabilecek bir rahatsızlık olan majör depresyon, çokça görülen bir durumdur. Majör depresyon, erkenden müdahale edil... Stres Ne Gibi Sorunlara Neden Olur ? Stres anında fazla enerji tüketildiğinden birey kendini güçsüz, yorgun ve endişe içinde hisseder. Daha sonraları kişi uyku problemi çekmeye başlar. Sinirli ve çabuk heyecanlanan biri olur. Konsantrasyon kaybı yaşar ve dikkatini toplayamaz. Daha önce ... Ani Sinirlenme Ani sinirlenme, insanları ani bir şekilde etkileyen, sebepsiz yere oluşan bir durumdur. Kan beynime sıçradı gibi sözlerle ifade edilen sinirlenme halinde vücutta fazla miktarda adrenalin salgılanır. Bu kişinin stres halini anlatır. Vücutta çok kısa b... Şizofreni Şizofreni, beyinde bulunan maddelerin iletiminde yaşanan bozukluk ve bu bozukluk nedeni ile bazı farklılıkların oluşması ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Hastalıkta aktif ve pasif olmak üzere dönemler yaşanır. Şizofreni hastalığı tedavisi mümkün bir... Panik Atak Panik atak genel olarak bazı psikiyatrik bozukluklarla birlikte görülen, bunun yanı sıra yine bazı fiziksel rahatsızlıklarla birlikte de görülebilen bir tür endişe nöbetidir. Günümüzde yoğun olarak yaşanabilen panik atak aslında genel anlamda günlük ... Panik Bozukluk Nedenleri 1- Genetik ve ailesel nedenler. 2- Biyolojik teoriler 3- Psikodinamik teoriler 4- Gelişimsel teoriler 5- Öğrenme kuramları 6- Bilişsel modeller 1 - Genetik ve ailesel çalışmalar Panik bozukluğu olan hastaların birinci derecede yakınlarında ... Bipolar Bozukluk Bipolar bozukluk, manik depresyon ve duygu durum bozukluğu olarak da bilinen, kişinin depresyon dönemlerinde aşırı, abartılı, uçlarda düşüncelere kapılması ve bu yönde tavırlar sergilemesi durumudur. 20'li yaşlarda rastlanma olasılığı daha yüksektir.... Madde Bağımlılığı Madde bağımlılığı, genelde ergenlik dönemine giren çocuklarda başlar. Özellikle ailevi sorunlar genç yaştaki çocukların madde bağımlılığına başlamalarının birinci nedenidir. Ergenlik dönemi çocuğun ekonomik bağımsızlığını kazandığı yaşlara kadar süre... Panik Atak Tedavisi Panik atak ya da panik bozukluk, tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Günümüzde, etkinliği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış iki çeşit panik atak tedavisi yöntemi bulunmaktadır. Bu yöntemler ilaç tedavisi ve bilişsel-davranışçı tedavi yöntemidi... Panik Atak Türleri Paranoya Tedavi Yöntemleri Şizofreni Tanısı Majör Depresyon Stres Ne Gibi Sorunlara Neden Olur ? Ani Sinirlenme Şizofreni Panik Atak Panik Bozukluk Nedenleri Bipolar Bozukluk Madde Bağımlılığı Panik Atak Tedavisi Şizofreni Tedavisi Obsesif Sinir Ucu İltihabı Mazoşist Cinsel İsteksizlik Bipolar Aşırı Sinirlilik Ket Vurma Anksiyete Bozukluğu Nedir Kendine Zarar Verme Aşırı Heyecan Delilik Kendi Kendine Konuşma Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisi Duygular Sinir Sıkışması Belirtileri Sinir Krizi Halüsinasyon Popüler İçerik Şizofreni Tedavisi Şizofreni tedavisi yapılsa da, birçok hastanın tamamen düzelemediği görülür. Şizofreni hastaların hayat şartlarını zorlaştıran, iletişimi zora sokan b... Obsesif Obsesif, günlük yaşamda ortaya çıkan endişe, evham ve takıntılarla ortaya çıkan, bunları çözümlemeden rahat edemeyen obsesif kompulsif bozukluğu bulun... Sinir Ucu İltihabı Sinir ucu iltihabı, sinir hücrelerindeki hasarı anlatan bir terimdir. Tıpta nöropati olarak adlandırılan durum, ellerden daha fazla ayakları ve bacakl... Mazoşist Mazoşist; Mazoşizm, 19. yüzyılda yaşamış Avusturyalı bir Ro­mancı olan Leopold von Sacher Masoch'un bir Ro­man' ın da anlattığı cinsel uygulamalara da... Cinsel İsteksizlik Cinsel isteksizlik, cinsel istek ve arzuların azalması, yeteri kadar cinsel uyarının olmasına rağmen, cinsel ilişkide bulunma ve fantezi isteğinin b... Bipolar Bipolar, Plansız düşünceler içeren ve irsi bir kişilik bozukluğudur. Kişi duygu değişimleri, klinik ya da majör depresyon yaşayabilir. Ruhen yaşanan... Aşırı Sinirlilik Aşırı sinirlilik, bu sorunun yaşanması tek başına psikiyatrik bir bozukluk olarak değerlendirilmemelidir. Bu durum bazı psikiyatrik bozuklukların beli... Ve şimdilerde mutlu mesut bir köpek sahibi olarak hikayemi siz sordunuz, buyurun ben de anlatıyorum…! Umarım birilerine ilham olur..Çoğumuzun geçmişten gelen veya sonradan kazanılmış çeşit çeşit korkuları var. Bunlardan biri de köpek korkusu. İnstagram aileme bir anket yaparak korkularını sormuştum. Ankette öne çıkan korkulardan ölüm ve sevdiklerini kaybetme korkusundan sonra biri de hayvan korkusu oldu. Hal böyle olunca ileri derecede köpek korkusu olan biri olarak 2020 yılında hayatımın en büyük kararını vererek bir köpek sahibi olmam, öncesinde ve sonrasında neler yaşadığımı sizlerin de talep üzerine paylaşmak istedim. Benim için de güzel bir arşiv olur diye düşündüm. KORKU aslında çok derinlerde bir şeylere işaret eden sembolik bir dışa vurum ve yoğun bir duygu. Yani aslında basit bir duygu değildir KORKU. Altında binlerce şey yatıyor olabilir. Korkularımız zamanla sinir sistemimiz üzerinden beynimizde kodlandığı noktada bir kalıp referans noktası oluyor. Kalp ve beyin arasındaki iletişimin gizemlerini okuyup hayran kaldığım günden bu yana benim için bir uyanış oldu. Zira düşünülenin aksine kalbin beyne %90 oranında daha fazla sinyal yolladığını ve düşüncelerimizin de temelini aslında duygularımızın oluşturduğunu öğrendim ! Bu açıdan bakınca KORKU duygusu aslında kalben hissedilen yoğun bir duygu/sinyal ve bu yolla da beynimize işlenerek bir noktada kontrolümüzden çıkıyor. Eğer siz de benim gibiyseniz belki de korkunuzun kök nedeniniz bilmiyor olabilirsiniz!? Genelde bir köpek saldırısı sonucu olduğu söylense de aslında bazı durumlarda en azından benim hatırladığım bir saldırı yok korkunun kaynağı bambaşka bir şey olabilir. Hatta enerji dünyasına göre korkunuzu atalarınızdan da miras alabiliyorsunuz. Çocuklukla beynimize kazınan kodlamalar iyi niyetli de olsa tekrar eden kaygı yüklü uyarılar!, parantez aralarında kalp ağımıza takılan cümleler veya zarar görme korkusu’ gibi buzdağının altında binlerce nedeni olabilir. Boşuna demiyorlar Çocuk İnsanoğlunun Atasıdır !!’diye. Sonuna kadar katılıyorum.. KORKU GEÇMİŞİM Köpek veya başka bir canlıdan korkma duygusunu yaşamayan birine bunu anlatmak öylesine zordur ki. Eğer benzer durumda olanlar varsa şimdiden söyleyeyim sizi çok iyi anlıyorum ! Zira neden öyle kafayı yercesine tepkiler verdiğimi değil yabancı insanlara kendi aileme bile yıllarca anlatamadım. Ve duymaktan en çok rahatsız olduğum cümle Korkma birşey yapmaz!’ olurdu. İçimden Allahım yaaa nasıl anlatsam ki bu cümlenin benim için ne kadar anlamsız olduğunu’ diye geçirirdim. Özellikle de köpek sahiplerinin benim tepkilerime bıraktıkları o bakışların altında zavallı kafayı yemiş olmalı !’ gibi düşünceler geçtiğine neredeyse eminim. Zira beni anlamaya çalışmak yerine korkma’ diye ayak üzeri ayar çekmeye çalışırdı hepsi. Aslında iyi niyetli telkinler olsa da bunu korkusu ile yüzleşemeyen birine anlatmak imkansızdır..! En azından benim düzeyde bir korkuda bu imkansızdı. Bu laflara karnım toktu. İkna olamazdım… KORKUYLA YAŞAMAK AÇIK HAVA HAPİSHANESİ GİBİ ÖZGÜRLÜĞÜN KEYFİNİ SÜREMEMEKTİ BENİM İÇİN ! Düşünebiliyor musunuz Türkiye’nin başkenti olan metropolde bir yaşam sürüyorsunuz. Yaşadığınız yer ODTÜ civarı ve ciddi bir köpek popülasyonu var. Her gece köpeklerin toplantıları ve sürüler halindeki havlamaları da zihninize tuz biber oluyor. Derken hayatınız yürümeden araba üzerinde abartmıyorum hiç yürüyemez hale gelmiştim ! geçen bir hal alıyor. Arabadan inip bir yere geçerken bile gölgemden korkar hale gelmiştim. Yani anlayacağınız durum ciddi boyutta kontrolden çıkmıştı. Ancak bir o kadar da üzülüyordum bu duruma çünkü köpekler kuşlar ve atlardan sonra en sevdiğim canlı türüydü. Hele o sadakat duyguları ve sahiplerine olan sonsuz sevgi ve bağlılıklarını görünce içim erirdi. Ve içimden Böyle ölürsem gözüm açık gidecek! diye düşünürdüm. Bizim evde 3 çocuk arasında köpekten korkan tek çocuk benim. Hep sorardım aileme Neden böyle oldum ? Ne oldu bana ?’ diye. Aklımda kalan tek anı 7 yaş civarı mahallede sürekli havlayan bir köpekten korkutulmam. Onun dışında kötü bir ısırılma anım da yok. Ancak ilginç olan ama yine beni anlayanlar olacaktır eminim korkumun tek nedeni Beni ISIRIR !’ değildi. Yani kaldı ki ısırsa ne olur, canım çok da kıymetli değil derdim. Asıl anlamsız olan korkum sahipli hayvanların temelde sevgi gösterisi olan o kıpır kıpır hallerinin de ben de resmen bir panik atak etkisi yaratması olurdu. Yani sanırım ben bir köpeğin heyecanını, o hareketli hallerini kontrol edememekten de korkuyordum. Sokak köpeklerinden yaşadıkları olası travmalardan dolayı korkar ve temkinli olurum hala ama sahipli ve evcil köpeklerden korkmak, peki bu nasıl açıklanırdı ki ?Allahım nasıl streslidir, nasıl güm güm atar insanın kalbi öyle. Hatta bir defasında ufak mesafede karşımdan bir köpek geldiğini görüp kendimi tanımadığım insanların aralarına girip kollarına yapışırken bulduğumu bile bilirim..! PEKİ SONRA NE OLDU…!? Gel gelelim anne olunca bu durum beni daha çok üzer oldu. Zira sorumluluk sahibi ve duyarlı bir anne olarak bu korkuyu oğluma bulaştırmaktan korkuyordum. Ancak ne yazık ki kendime engel olamadığım için oğlum da sürekli beni korkularımla gözlemlemek zorunda kalıyordu. Ve bu durum beni çok üzüyordu. Oysa tek çocuk olan oğlumun bir canlı ile kardeş olup bir canlı ile yaşamayı öğrenmesini çok arzu ediyordum. Peki nasıl olacaktı ? Oğlum ilkokul yıllarında her çocuk gibi köpeğimiz olsun!’ diye ciddi bir baskı yapmaya başladı. Amerika’da arkadaşlarının çoğunun köpek sahibi olduğunu ve kendisinin tek çocuk olduğu için bir köpeğin ona iyi geleceğini söyleyerek beni tam can evimden, kalbimden vuruyordu sürekli. Haklıydı ! ama annesi bu travmadan nasıl kurtulacağını bilemiyordu. Oğlum 4. Sınıftayken bir okul çıkışı arabada yine aynı konu gündeme geldi. O zamanlar günlük muhabbet döner ve ben oğlum benim önce terapi almam gerek’ der ötelerdim. O gün arabada aklıma bir fikir geldi ve dedim ki Hadi sen benim şu cep tlf al ve bana bir video çek. Benim için terapi olsun. Terapi et beni bakayım. Ben de videoyu dinler dinler belki iyileşirim!’ dedim. Ve normalde kameralardan hiç hoşlanmayan çocuk aldı eline telefonu ve bana yaşından beklenmeyecek cümlelerle telkin videosu çekti. Anne aslında sen değil vücudun köpekten korkuyor. Vücudun ve zihnin aynı şey. Eğer sen vücuduna söz dinletirsen sorun kalmayacak. Unutma eğer sen kendine güvenmezsen tüm dünya güvense de başaramazsın! Bunu yaparsın biliyorum!!’ Hayyy Allahım bu çocuk neler diyor dedim aradan geçen yıllar sonunda bu yıl 2020 karşıma bu video tesadüfen çıkınca gözyaşlarımı tutamadım. Ve sen Elif. Sen bu cümleleri bile bir kenara bıraktın ve yoluna devam ettin öyle mi dedim. Ve biricik oğlunu bu duygudan mahrum bıraktın…! İşte o gün oldu ne olduysa ve TAMAM’ dedim!!!! BÖYLE BİR KARARI NASIL KARAR VERDİM !! 2020 hepimiz için zor bir yıl oldu. Yüzyılda bir olan birşey bizlere denk geldi ve dünyayı sarar ve milyonlarca insanın ölümüne neden olan bir virüs Covid19 ile sarsıldık. Ve virüs bizi sadece varlığı ile hasta etmedi aynı zamanda virüsten uzak kalmaya çalışırken dört duvar arasında sıkışan ruhlarımız da zarar gördü. Dedim bu iş olacaksa şimdi herkes evdeyken olacak’ dedim. Zira benim bu işi tek başıma başarmam ve bir köpekle evde tek başına kalmaya alışmam başka türlü mümkün olamazdı diye düşündüm. Ve oğlumu şaşkınlık içinde bırakarak TAMAM ! Eğer babam da okeyse ve siz bakacaksanız ve bana baskı yapmayacaksanız, olur!’ dedim. İkisi de şoklarda. Zira şu cümleyi kurmak 7 yılımı almıştı. Korkum ise ömrümü….VE MACERA BAŞLADITAMAM dedim ama peki ya sonra ? Dedim siz köpek araştırın cinsi, huyu suyu, özellikleri vs ben de kendime terapi bulayım bu arada. Ancak benim bazı kriterlerim var dedim. Köpek iyi huylu olsun ! nasıl bir kriterse, dişi olsun, küçük olsun, tüyleri iki renk olsun…! Hahaaha bunları duyan eşim Eee desene biz yine birşey yapmayacağız. Oldu canım başka isteğin var mı ? dedi. Hatta bana peki olası bir durumda hangi kriterin olmazsa olmaz, hangisinden vazgeçersin! Diye sordu ben de Hiçbiri’’dedim. Aslında o noktada ikisinin de umutlarını kırmışım, öyle söylediler..Bu arada ufak bir açıklama. Bu süreçten önce barınaklara da gidip köpek bakmayı denedik ama benim durumumda birisi için barınaktan köpek sahiplenmek imkansız göründü. Zira köpeklerin bir geçmiş ve olası travmaları olabilirdi ve benim bu durumu idare edebilecek bir ruh halim yoktu. O yüzden barınaklardan sahiplenme işine giremedik ! Eğer öncesinde bir köpek bakım tecrübem olsaydı kesinlikle bu yolu denerdim. Bizimkiler sonunda alerjik olmayan ve tüy dökmeyen sevimli bir tür olan Labradoodle’da karar verdi. Ben de mini boy’ olması koşulu ile 3 boyları var ve en büyükleri ciddi büyük tamam dedim ve üretici aramaya başladık. Burayı kısa keseyim. Sonunda bir üreticide karar kıldık ve oğlumun da isteği ile kaporamızı yatırıp ne beklediğimizi bile bilmeden beklemeye başladık. Zira anne babalar önceden belli değil doğal çiftleşme oluyor ve sırada kaç bekleyen var o da belli değil. Zira pandemi dönemimde evcil hayvanlara ilgi o kadar artmış ki açıkcası bizim de şansımız çok varmış gibi gelmedi bana 2-3 hafta bekleyiş sonunda eşimden devralarak üreticiye mail attım. Sevgili Üretici, biz size kapora yatırdık bekliyoruz ama ne kadar bekleriz, durumumuz nedir ? Bu bizim ilk köpek yavrumuz olacak çok heyecanlıyız !’ diye duygu yüklü bir bayansal eposta attım. Ve anında beklenmedik bir geribildirim ! Sevgili Aile, bu çok nadir olur ama eğer ilgilenirseniz elimizde bir yavrumuz var. Aslında kardeşlerin en iyisi olarak seçip kendimize ayırmıştık ama iş yoğunluğundan vermeye karar verdik! İlgilenirseniz bugün bize dönün, 2 gün içinde de gelip teslim almanız gerek !!Eyvahhhhhh…. Dedim. Doğru mu okuyorum ben bu mesajı. Yavru hazır ilgilenirseniz diyor. Ama ben daha terapi olmadım ki…. Diye ekrana boş boş bakmaya başladım. Bizimkilerde anında heyecan bende ise panik tavan yaptı…Söz verdim, şu aşamda nasıl sözümden dönerim…Allahım ben ne yaptım, yapacağım!!! Derken yavrunun fotoğraf ve bilgilerine bir baktım ben de 2. Bir şok dalgası. Sanki yaradan sözlerimi duymuş gibi tek tek sıraladığım tüm özellikleri taşıyan bir yavru. Bir de yetmez gibi sırtında kahverengi tükler arasından beyaz tüylerle bir E harfi’..Dedim evren bu bebeği resmen paketlemiş yollamış. Ve 2 gecede karar verip kendimizi üreticinin yaşadığı şehre doğru yolda bulduk 4 saat tek yönKORKU İLE YÜZLEŞME VAKTİ GELDİAllahım yol boyunca kalbim ağzımda. Şimdi biz buraya 3 kişi gidiyoruz 4 kişi döneceğiz. Ya sonra ? Korkuyla baş etmek için öncelikle bitkisel homeopathic desteklere yöneldim. Bach Çiçekleri Remedileri arasında MIMULUS’un bu konuda destek olacağını düşünerek yanıma aldım ve kullanmaya başladım. MİMULUS korkularla yüzleşmeye yardımcı oluyor ve cesaret veriyor. Yanı sıra stres için de yine Bach çiçeklerinin Rescue Remedy spreyini kullandım. Sanırım bunlar işe yaramış olacak ki yol boyunca nasıl başlarsan öyle gider, korkuna yenik düşmemelisin!’ telkinlerinin de etkisi ile zaten minnacık 9 hafta olan savunmasız yavruyu görünce hemen kucağıma aldım. Eşim de bana İçindeki Anneyi Çıkar !’ deyip durdu. Yani özetle ilk buluşmamız korktuğum gibi olmamıştı. Ancak evde durumlar hızla geldiğimiz ilk birkaç gün herkes mutlu mesutken devam eden birkaç gün sonra hepimiz şoklarda. Bizimkiler beklenmedik bir mesai ile yorgun düştü ve sevinçlerinin yerini kaygı almaya başladı. Benim ise korkularım tırmanışa geçti. Derken hepimizde bir ruh dalgalanması. Köpek sahibi arkadaşlar yeni sahiplenenlere ders vermekten bıkmış olmalı ki kimseyle de uzun uzun konuşma fırsatım olmadı. Ancak aralarından bir kaçının verdiği meraklanma lohusalık gibidir yavru köpeğin ilk günleri ama zamanla hafifleyecek’ telkini bile içimizi biraz rahatlattı. Ancak devam eden günler de eşim sabah mesailerinden yılmaya çiş eğitimi vs oğlum ise ben ne yaptım ? Ona karşı sorumlu hissediyorum ancak derslerim var, sen de korkuyorsun. Babam da bıkarsa ben ne yapacağım ! diye geceleri ağlamaya gelince ben de kendimi bir odaya kapattım. Evet doğru okudunuz. Evde hapsoldum. Kendi kontrollü yaklaşmalarım dışında karşıma birden çıkmasına hazır değildim çünkü. Birkaç defa koridorda karşıma çıkıp heyecanla bana koşunca kendimi yatakların tepelerine atlarken buldum. Ancak hayvan bu her gün büyüyor. Onun da yataklara zıplamaya başlaması hiç uzun sürmedi. Kaçacak yerim de kalmadı. İtiraf ediyorum o gecelerde ben de kaygıdan yatakta sessiz sessiz ağlıyordum. Ve Sanki işin az gibi bir de köpek sardın başına, aferin’ diyordum. Zira artık ev düzeni diye birşey kalmamıştı. Her şey her yerde…ben ise bir odada tutsak…! Yok bu böyle olmayacak..Kesinlikle onunla her gün vakit geçirmeliyim. Ve kalbime ve beynime kazınan verileri yenileri ile değiştirmeliyim dedim. Aslında durum bundan ibaretmiş gerçekten ! Tekrar eden duygular ve korkular zihne kazınıyor. Onları silmenin tek yolu o yolları gitmeyi bırakıp yeni yollar nöronlar ve yeni bilgiler edinmek. Duygular ve kalp öğrenince beyin de kalpten aldığı yeni verileri eskilerle değiştirmeye ve yeni sinir yolları oluşturmaya başlıyor. Derken kalp beyin ortaklığında ezber bozulmaya başlayınca aslında bir aracı olan vücut da yeni enerji sinyalleri ile çalışmaya başlıyor. KORKU’nun işleyiş mekanızmasından biri de BİLİNMEZLİK’. İnsan bilmediğinden korkuyor. Beden kalp ne derse onu dinliyor. Kalp ise duyguların enerjisi ile enerji yayıyor. Ve en ilginç yanı da köpekler kalpten çıkan bu enerji dalgalarını sezen özel canlılar. Yapılan araştırmalar köpeklerin ve atların insan kalp ritmi değişkenliği ile senkronize olduğunu göstermiş. Yani aslında sizin beden ve kalp dilinizi yani enerjinizi okuyorlar. Müthiş değil mi ? Yani demem o ki korkuyu yok etmenin 1. koşulu korkuya sahip çıkmamak. Zira sen sahiplendikçe düşüncelerin duyguların duyguların ise beden dilin oluyor. Ama biliyorum bu da zor. Ancak eğer TANIMAK İÇİN YETERİNCE ZAMAN GEÇİRİRSENİZ’ gözleriniz de veri topluyor ve o canlının yavru davranışlarının ve vücut dilini de çözüyorsunuz. Zaman alıyor ama mucize gibi birşey gerçekten oluyormuş. Gün gün, zaman içinde karşılıklı öğreniyorsunuz. Herşey adım adım siz anlamadan oluyor. Haftalar / Aylar 6 ay süren aşamalar şöyleydi; ve ben her birinden deli gibi korkuyordum! Önce kendimi kapattığım odadan çıktım ama yavruya belirli bir oda tahsis ettik. Bu kısım ona yavaş yavaş alışmama imkan verdi. Evde ayakkabı giymeye başladım zira ayaklarıma bulaşması fikri stres ediyordu. Ayakkabı bana bir koruma alanı oluşturdu. Sonra gün içinde cesaretimi toplayıp odasında bizimkilerle vakit geçirip gözlem yapmaya ve yaklaşmaya başladım. Derken elimden yemek almasına izin verdim. Çok da hoşuma gitti. Zira yemek varsa zaten aklı fikri yemekte oluyor. Cebimde atıştırmalıklarından taşımaya başladım. O zaman kendimi daha güvende ve patron gibi hissediyordum. Bu arada bizimkiler de online bir eğitim programı üzerinden dersleri takip ederek her gün Mia’yı kızımızın adı eğitmeye başladılar. Gerçekten çok etkileyici bir hızla öğreniyorlar. Çişini bahçeye yapmayı ilk birkaç günde öğrendi ki bu büyük bir aşamaydı. Ancak bu süreçlerde ben hiç destek olamadım. Bu arada ben de korku için daha ne yapabilirim diye araştırırken instagramdan iki arkadaş gönüllü yardım eli güzel kalpli insan uzattı bana ve dilersen sana Theta Healing seansı yapalım dediler. Her ikisi ile de birer seans Theta yaptım. Çok etkileyici ve ilginç tecrübe oldu benim için. Kesinlikle denemenizi tavsiye ederim. Öncesinde akupunktur seansında da duygular üzerinde çalışmıştık. Sonra benzer bir prensiple el üzerindeki acupressure noktalarını konu alan SU-Jok ile duygular’ çalışmasına katıldım. Ellerdeki korku ile ilgili noktaya renk ve baskı ile mudralar meditasyon yaptım. Bence duygularıma ve içimdeki çocuğa da en iyi gelen pratiklerimden biri olan YOGAnın da duygusal şifalanmamda katkısı çok büyük. Yoga’ya fiziksel bir pratik gözüyle bakmayı keseli uzun zaman oldu. Zira sadece bedenime değil bedenim üzerinden zihnimde ve duygularımda yaptığı değişimler gerçekten müthiş. Yoga sayesinde daha yakından tanıdığım içimdeki güç, NEFES de korkularımın yönetiminde önemli bir araç oldu. Derken elimden yemek vermeler, ardından yavaş yavaş sakinken dokunup okşamalara başladım. Benim için bir dönüm noktası da onu çocuk gibi görmeye başlamak oldu. Evet aynen sevinince oradan oraya koşturan mutlu çocuklar gibi köpekler. O kuyruk heyacanlanınca bir o yana bir bu yana sallanıyorsa keyfim yerinde demek. Bir de bizim yavru kız çok bir çekirge kılıklı çıktı. Sevgisini zıplaya zıplaya gösteriyor. Ve ben önceleri çığlık attığım bu zıplamalara tepki vermemeye ve onların vücut dillerini anlamaya başladım. Bence bu da önemli bir aşama. Aynen bir insan canlısı ile de yeterince zaman geçirdikçe birbirinin dilinden anlıyorsun, o misal zamanla köpeğin de bir vücut dili olduğunu anlar hale geliyorsun. Derken araba içi gelişmeler kaydettim. Önceleri ön yan koltukta aradaki kapağı açarak kendimi beklenmedik yakınlaşmalardan koruyordum. Araba yolculuğu biraz stresli oluyordu. Ancak ne olduysa dilini çözdükçe ve birbirimize güven duymaya başladıkça o buz da zamanla çözüldü. Artık arkadan öne uzandığında keyifle bakışır olduk. Ve son olarak arka koltuğa da geçtim ya dedim bu iş oluyor…Ev içindeki en son aşamalarımız ise odalarda serbest dolaşırken paniklememek ve ve çişi gelince dışarı çıkarmak için tasmasını kendim takıp hatta poposunu silebilmek oldu..HANGİ TERAPİLER FAYDALI OLUR? Bu tür konularda psikoterapi ve aklıma gelen, faydalanılabilecek diğer destek terapiler sırasıyla; CBT – Bilişsel Davranış Terapisi EMDR EFT – Duygusal Serbestleşme Terapisi HipnozHomeopathy Akupunktur, AcupressureAromaterapi Yoga, MeditasyonVe BUGÜNE DÖNERSEK….Yeni yıl öncesi 19 Aralık 2020 bebeğimiz sözleşme gereği kısırlık ameliyatı oldu. Ve ameliyat için hastaneye girdiğinden çıkıncaya heyecan ve kaygı ile haber bekleyen bir anne gibi çıkmasını bekledim. Ve hepimiz onu öyle ağrı içinde sessiz bizi görünce kuyruk havalanmış görünce anladık ki artık o bizim bir EVLADIMIZ !!!! KIZIMIZ MİA Bence bu evrende bize tanınan süreyi bir canlıyla paylaşmanın ayrıcalığını tüm insanlar yaşamalı. Dilerim bu hikaye seven ama korku duygusu ile baş edemediği için köpek sahibi olamayanlara ilham olur. Ve dilerim insan canlısı bir uyanış yaşar ve diğer canlılara fiziksel ve duygusal işkencelere bir son verir ! Zira hepimiz birgün toprak olacağız. Mühim olan insanca ve merhametle severek, canlılara şefkat göstererek bu evrene güzel anılar bırakarak veda söz; Anneciğim sonsuz evrenden beni görüyor ve benimle yine gurur duyuyordur eminim. Zamansız kaybı içimde kapanmaz bir yara açsa da kızıma her dokunduğumda annemin saçlarını okşadığımı hayal ederek teselli buluyorum. Onlar bizim sessiz ve ilahi saflığın temsili meleklerimiz ! Merhaba, Yoğun endişe ve" ölücem, kalp krizi geçirem" düşünceleri panik bozukluk yaşayanların ortak sorunudur. Ayrıca hayatınızı sınırlandırmaya başlamış olduğundan desteği bir profesyonelin sağlaması nasıl başedeceğinizi öğrenmeniz için çalışma için bilişsel davranışçı terapi veren bir psikologa başvurmanızı öneririm. Bununla beraber değerli ziyaretçinin vurguladığı bir kaç nokta dikkat dağıtma yöntemi, üzerine gitme ve korktuğu için zihnin felaket olarak algılama sistemi..bu konuda epey yol almış olduğunu düşündürdü bana, fikirler iyi..yalnız başına yapmak yerine size bir profesyonelin eşlik etmesi çok daha doğru ve hızlı bir yardım sağlayacaktır. Kolay Gelsin, Selamlar! Cevaba Yorum Yaz KORONAVİRÜS HABERLERİTÜRKİYE KORONAVİRÜS TABLOSU Günlük ve genel koronavirüs tablosuTÜRKİYE AŞI TABLOSU Sağlık Bakanlığı verileriyle il il aşılama rakamlarıA'DAN Z'YE KOVİD-19 REHBERİ Koronavirüsle ilgili aradığınız tüm cevaplarKORONAVİRÜSE NASIL YAKALANIYORUZ Bulaşma riskini artıran ortamlarYeni tip koronavirüsü Kovid-19 yenerek 6 ay sonra görevinin başına dönen Dr. Gizem Başdoğan, yoğun bakımdaki tedavisi sırasında yaşadıklarını anlattı.— ANADOLU AJANSI anadoluajansi April 11, 2021Fatsa Devlet Hastanesi Evde Sağlık Hizmetleri Sorumlusu Başdoğan, AA muhabirine, bir hasta ve yakınlarının testinin pozitif çıkmasının ardından kendisiyle 5 sağlık çalışanının temaslı listesine alındığını beşinci gününde öksürük, yüksek ateş ve eklem ağrısı yaşamaya başladığını belirten Başdoğan, 22 Haziran'da yapılan testinin pozitif çıktığını ve ardından hastane sürecinin başladığını dile çalıştığı serviste tedavi gördüğünü ifade ederek, "Doktorluk yaptığım serviste hasta olarak yattım. İlk etapta 'Bu hemen geçecek, 5-10 günde atlatırım' düşüncesindeydim ama gitgide semptomlarım arttı. Ağırlaşınca buradaki yoğun bakıma, sonra da Samsun'daki hastanenin yoğun bakımına sevk oldum." uzakta olması nedeniyle çalışma arkadaşlarının kendisi için adeta aile gibi olduğunu ifade eden Başdoğan, meslektaşlarının yemek getirdiklerini, eğlenceli video hazırlayarak kendisini hiç yalnız bırakmadıklarını Fatsa'daki hastane sürecinin son iki gününü şu sözlerle anlattı"Son gün nefes darlığım oldu, hiç açılmadı. Sürekli daha kötü oluyordu. Nefes alabilmek, yeterli oksijeni alabilmek için dünyayı içine çekmek istiyorsun. Öyle bir nefes açlığı. Bu sefer müdahalelerle de geçmedi."Samsun'da yoğun bakımdaki tedavi sırasında ise farklı bir psikolojiye büründüğüne dikkati çeken Başdoğan, şöyle devam etti"Tüm yazı çok obsesif bir şekilde geçirdim. Orada müdahale eden ve hayatını kaybeden insanları kendi yatağınızdan izleyince çok farklı bir psikoloji oluyor. Hemşire arkadaşın yardımıyla aileme, sevdiklerime küçük küçük videolar çekmiştim daha sonra kötü bir süreç gelişirse verilmek üzere. Benim kafamdaki süreç, 'her şey daha iyi olacak, ben 5 günde eve çıkacağım, 10 gün kalacağım, sonra hemen acilde nöbetlerime devam edeceğim' şeklindeydi ama hiçbiri benim planladığım gibi ilerlemedi."Başdoğan, nefes almakta zorlandığı ilk sefer hafif oksijenle nefesinin açılabildiğini ancak sonrasındaki tıkanmalarda daha büyük sıkıntılar yaşadığını belirterek, şunları söyledi"O açılamama, nefes açlığı anında ciddi bir ölüm korkusu yaşıyorsunuz. Hele ki bulunduğunuz yoğun bakımda başka hastalara müdahale edildiğini falan görünce 'bir sıradaymışsınız da sıra size geliyormuş' gibi hissediyorsunuz. Daha önce de hastalıklarım oldu ama hayatımda ilk defa 'Sanırım finale geliyoruz.' dedim."Gizem Başdoğan, birlikte hastalandığı arkadaşlarının sağlık durumuna ayrıca üzüldüğünü, bu süreçte özellikle, "Birine zarar verdim mi?" düşüncesinin insanı olumsuz etkilediğini dile 16'ncı gününde testinin negatife döndüğünü ancak şikayetlerinin sürdüğünü anlatan Başdoğan, virüsün akciğere verdiği hasar dolayısıyla yaşadığı nefes darlığının ve kas ağrılarının geçmediğini belirtti."Yaklaşık 6 ay sonra iş hayatına dönebildim"Başdoğan, iyileşme sürecinin çok uzun sürdüğünün altını çizerek, şunları kaydetti"Yaklaşık 6 ay sonra çok sevdiğim iş hayatına dönebildim. Kovid-19 bağışıklığı düşüren bir şey olduğu için arkasından da çeşitli enfeksiyonlar geçirdim. O yüzden yeniden hayata karışmam biraz uzun sürdü. Şu an hala akciğerlerimdeki iyileşmeyi tam sağlayamadım. Akciğerlerim için egzersizler yapıyorum, ilaç kullanıyorum. Çeşitli diz, kas ağrılarım oldu. Onlar için de tedavilerime devam ediyorum."Herkese maske kullanmaları, mesafe ve temizlik konularına dikkat etmeleri çağrısında bulunan Başdoğan, "Biz hastanede çalışırken bu kadar dikkat ederken onların da en başta kendileri ve daha sonra sevdikleri için bunlara dikkat etmeleri gerekiyor. Ölümler artık daha genç yaşlarda oluyor." diye tedavi görenlerin ailelerinin durumuna çok üzüldüğünü ifade eden Başdoğan, "Kesinlikle o kapının önünde bekleyen ya da beklenilen olmak istemiyorlarsa ki ikisi de çok kötü, kendileri için bir şey yapmalılar, başkaları için değil, tedbirlere dikkat etmeliler." dedi. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi HAS üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

aileme bir şey olacak korkusu