🦝 Insan Suresi 8 Ayet Nüzul Sebebi

Bu yazımızda Sebe suresinin neden indirildiğini bulabilirsiniz. İşte Sebe suresi nüzul sebebi Sureler olaylar üzerine ihtiyaca binaen inmiştir. Bunun için surelerin meallerine bakarken iniş sebeplerinin de bilinmesi surenin muhtevasını daha iyi kavranmasını sağlar. Sizin için 114 surenin iniş sebeplerini araştırdık. Şuda kesindir ki, ne yerde, ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz. Muhammed’in ve ümmetlerin sonuncusu olan İslam ümmetinin gelecek mümin nesillerinin yüzü suyu hürmetine) bunları helak etmeyeceğini bildirmiş ve. “Sen onların aralarında bulunduğun müddetçe Allah onları azaba uğratmaz; eğer onlar istiğfar ederlerse Allah bu takdirde de onlara azab etmez.” (Enfal, 8/33) buyurmuştur. İnsan Suresi İniş (Nüzul) Sebebi Rivayetleri. İnsan Süresi Nüzul Sebebi. Sûrenin nıekkî veya medenî oluşu ihtilaflıdır. İbn Yesâr ve Mukatil mekkî olduğunu söylemişlerdir. Bu. İbn Abbâs'tan da rivayet edilmiştir. Mücahid ve Katâde'nin de içinde bulunduğu cumhur ise medenî olduğu görüşündedir. Hasen ve İkrime AYETLERİNNÜZUL SEBEBİ. Halil ÇAKIR. Download Download PDF. Full PDF Package Download Full PDF Package. This Paper. A short summary of this paper. Ders Başlığı: 30 Gün 30 Ayet Ders Sayısı: 3. Ders Ders Konusu: Oruç ve Kur'an'ın Nüzul Sebebi Üstad: Abbas Akyüz Dersin Özeti: Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla Oruç ve Kuran'ın Nüzul nuzülsırasına göre sureler. sureleri nuzül sırasına göre sizlerle paylaşmamın sebebi, vahyin ruhunu daha iyi anlayabilmek, kur an ı kerim-i peygamberimize, sahabe efendilerimize ve bütün insanlığa vahyolunduğu sıralamasıyla okuyup verilen mesajları daha iyi hazmedip, idrak edebilmek. umulur ki ders alınır. 3 Al-i İmran Suresi 4. Nisa Suresi 5. Maide Suresi 6. En’am Suresi 7. A’raf Suresi 8. Enfal Suresi 9. Tevbe Suresi 10. Yunus Suresi 11. Hud Suresi 12. Yusuf Suresi 13. Rad Suresi 14. İbrahim Suresi 15. Hicr Suresi 16. Nahl Suresi 17. İsra Suresi 18. Kehf Suresi 19. Meryem Suresi 20. Taha Suresi 21. Enbiya Suresi 22. Hac Suresi 23 NüzulSebebi Hakkında . Kâdî Ebû Bekir el-Bâkıllânî, "Kitabu'l-İmâme" adlı eserinde şöyle demektedir: "Hz. Ali (r.a) hakkında gelen ayet, "Biz size ancak Allah'ın rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür istemiyoruz. Çünkü biz, Rabbimizden, o abus suratlı, çetin günden korkarız (derler a3sUjA. مُهْطِع۪ينَ اِلَى الدَّاعِۜ يَقُولُ الْـكَافِرُونَ هٰذَا يَوْمٌ عَسِرٌ Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin. وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلَىٰ حُبِّهِ مِسْكِينًا وَيَتِيمًا وَأَسِيرًا Ve yut’ımunetta’ame ’ala hubbihi miskiynen ve yetiymen ve esiyren. Kelime Okunuşu Anlamı Kökü وَيُطْعِمُونَ ve yuT’ǐmūne ve yedirirler الطَّعَامَ T-Taǎāme yemeği حُبِّهِ Hubbihi sevdikleri مِسْكِينًا miskīnen yoksula وَيَتِيمًا ve yetīmen ve yetime وَأَسِيرًا ve esīran ve esire Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı Ve ona ihtiyaçları olduğu halde yemeklerini yoksula ve yetime ve tutsağa verirler, onları doyururlar. Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan Allah’a olan sevgileri için veya mala olan sevgilerine rağmen yemeklerini yoksula, yetime ve tutsağa verirler, onları doyururlardı. Adem Uğur Adem Uğur Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi O’nun sevgisi ile yoksulu, yetimi ve ellerine mahkûm olanları doyururlar. Ahmet Varol Ahmet Varol Kendilerinin ona sevgi duymalarına rağmen yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Ali Bulaç Ali Bulaç Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler. Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz Yoksula, yetime, esire seve seve yemek yedirirler. Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı 7-10 Adaklarını yerine getirirler ve kötülüğü yaygın olan bir günden korkarlar. Sevdikleri gıdalardan yoksula, yetime ve esire yedirirler. “Biz, size sırf Allah rızası için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık, ne de teşekkür bekliyoruz. Çünkü biz suratsız, çok katı bir günün azabından ötürü Rabbimizden korkarız” derler. Bekir Sadak Bekir Sadak Onlar icleri cektigi halde, yiyecegi yoksulla, oksuze ve esire yedirirler. Celal Yıldırım Celal Yıldırım 8-9 Allah sevgisi için veya mala olan sevgilerine rağmen fakire, yoksula, yetime ve esîre yedirirler. Sizi ancak Allah rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz. Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu 8-10 Ve kendileri ihtiyaç duydukları halde yiyeceklerini, fakire, yetime ve esire ikram ederler ve yedirdikleri kimselere şöyle derler “Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz. Çünkü biz, yüzleri asık duruma getiren çetin bir günde Rabbimizin azabından korkarız.” Diyanet İşleri Diyanet İşleri Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Edip Yüksel Edip Yüksel Yoksula, öksüze ve tutsağa sevdikleri yiyecekleri yedirirler. Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır Düşküne, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler. Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran Onlar içleri çektiği halde yemeklerini yoksullara, yetimlere ve tutsaklara yedirirler. Gültekin Onan Gültekin Onan Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler. Harun Yıldırım Harun Yıldırım İçleri çektiği halde yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler. Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay Yemeğe olan sevgi lerine ve iştihâlarına rağmen yoksulu, yetimi, esîri doyururlar dı. Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat Ona o mala olan arzularına ve kendi ihtiyaçlarına rağmen, yoksula, yetime ve esire yemek yedirirlerdi. İbn-i Kesir İbn-i Kesir Onlar; yoksula, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler. İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz Sevdikleri yiyeceklerden fakirlere, yetimlere ve esirlere yedirirler. İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr Ve sevdiği taamı yemeği, miskinlere fakir ve yoksullara, yetimlere ve esir olanlara yedirirler. Kadri Çelik Kadri Çelik Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Muhammed Esed Muhammed Esed Ve kendi istekleri ne kadar çok olursa olsun, muhtaçlara, yetimlere ve esirlere yedirirler, Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu ve kendi istek ve arzularına rağmen muhtaçlara, yetimlere ve esirlere yedirirler; Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen Ve taam yedirirler, onu sevdikleri halde yoksullara ve yetimlere ve esir olanlara. Ömer Öngüt Ömer Öngüt Kendi canları çektiği halde; yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Sadık Türkmen Sadık Türkmen Onlar kendi canları çekmesine rağmen yemeği; yoksula, yetime ve esire yedirirler Seyyid Kutub Seyyid Kutub Onlar içleri çektiği halde yemeklerini yoksullara, yetimlere ve tutsaklara yedirirler. Suat Yıldırım Suat Yıldırım Kendileri de ihtiyaç duydukları halde yiyeceklerini, sırf Allah’ın rızasına ermek için fakire, yetime ve esire ikram ederler. Süleyman Ateş Süleyman Ateş Yoksula, yetime ve esire sevdikleri yemeği yedirirler Şaban Piriş Şaban Piriş Sevmelerine rağmen yemeği düşküne, yetime ve esire yedirirler. Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an Kendileri, ona karşı duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler. Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk Yoksula, yetime ve esire, yemeği severek yedirirler. Yusuf Ali İngilizce Yusuf Ali İngilizce And they feed, for the love of Allah, the indigent, the orphan, and the captive,- Yüce Allah Azimuşşanın son indirdiği kuranı kerim Yasin süresinin fazileti ve sırları nelerdir? Yasin-i Şerif Müslümanlar için çok önemli olan ve pek çok olayda okunan sureIerden biridir. Kur’an’ın yeni nazil oluyormuş gibi tazeliğini ve gençliğini gösteren delillerden biri de Kur’an’ın otuz altıncı suresi olan yasin suresi ve onun ayetleridir. Diğer surelere göre daha fazla rağbet görmektedir. Peygamberimiz Hz Muhammed asv’in bu sûre hakkında söylediği ve okunmasını tavsiye ettiği çeşitli hadisler vardır. Hadis kaynaklarına baktığımızda Yasin Suresi’ne dair Peygamberimizin pek çok hadis-i şerifini görürüz. Bu hadisler ışığında Yasin Suresi’nin önemini daha iyi bir şekilde Suresinin önemi hakkında Sevgili peygamberimiz, Yasin Suresine Kuran-ı Kerim’in kalbi demiş ve şöyle buyurmuştur “Her şeyin bir kalbi vardır. Kur’anın kalbi de Yasindir. Kim Yasin’i okursa, Cenab-ı Hak ona Kur’anı on kere hatmetmiş sevabı verir”. Diğer surelere göre daha fazla rağbet görmektedir. Gerçekten bu sûre, kirlenen ruhlara ve canlara, temizlenmiş kanla sürekli olarak hayat bahşeden, çarpıp duran mânevî bir kalp durumundadır. Her surenin bir çok özelliği vardır. Her bir ayet ve sure Allah kelâmı olmakla beraber herbirinin ayrı ayrı özellikleri vardır. Ayrıca Kur’an tilâveti İslam’da faziletli amellerden biridir. Kur’an okumaktan maksat, öncelikle onun emir ve nehiylerine uymaktır. Fakat sadece okumanın da sevabı ve mükâfatı vardır. Kur’an kendisiyle amel edenlere ve inanarak ibadet kastıyla okuyanlara kıyamet gününde şefaatçi olacaktır.. Kur’ân-ı kerîmin otuz altıncı sûresi. Yâsîn sûresi, Mekke-i mükerremede nâzil olmuştur inmiştir. Seksen üç âyet-i kerîmedir. Yâsîn diye başladığı için,sûre bu ismi almıştır. Bâzı âlimler, Yâsîn ile murâdın; ey insan veya ey insanların efendisi mânâsına Peygamberimiz sallallahü aleyhi v e sellemin olduğunu bildirmişlerdir. İhlâs ile Allah rızâsı için okuyanların dünyâ ve âhiret nîmetlerine kavuşmalarına vesîle olacağı ve okunduğunda vefât etmiş olan müslümanların ruhlarına hediyye edildiği için bu sûreye Muammime; îmânın esasları temelleri ile ilgili hususları içerisinde bulundurduğu, okuyanların kalblerini tenvîr ettiği, aydınlattığı için, Kalb-ul-Kur’ân gibi isimler de verilmiştir. Bu sûrede, belli başlı konular olarak; Peygamberimizin sallallahü aleyhi ve sellem peygamberliği tasdîk edilmekte doğrulanmakta, inkâr edenle kabûl etmeyenler tehdîd edilmekte, eski kavimlerin milletlerin inkarcı hâllerinden dolayı başlarına gelen azâb ve felâketler anlatılarak, insanlar gafletten uyanmaya dâvet edilmekte çağrılmakta , bu arada Peygamberimiz de sallallahü aleyhi ve sellem tesellî edilmektedir. Yine bu sûrede Allahü teâlânın kudretinin ve büyüklüğünün eserlerine dikkatler çekilmekte, âhirete inanmayanların ne kadar pişman olacakları, mü’minlerin, inananların ise, pek büyük mükâfâtlara nâil olacakları kavuşacakları bildirilmektedir. Kurtubî, Râzî, Abdülhakîm Arvâsî YASİN SÛRESİ’NİN FAZİLETİ VE YARARLARI Hadîs-i şeriflerde buyuruldu ki “Her gece. Yasîn sûresine devam edip, bu hâl üzere i-ken vefât eden kimse şehid olur.” “Kur’ân-ı Kerîm’deki bir sûre, okuyana şefaat eder, dinliyenin affına sebep olur, âhirette korktuğundan emin o-lur. Bu Yâsin sûresidir.” “Ölüm hastası yanında Yâsin-i şerîf okununca, her harfi için bir melek gelip rûhun kolay çıkmasına duâ eder. Yıkanırken yamnda bulunurlar. Cenazesi ile birlikte giderler. Namazında, defninde bulununlar ve hep duâ ederler.” “Şeytanlar, Yasîn sûresinden ve bir de Haşr sûresininson kısmı ile Mu’avvizeteyn sûrelerinden kaçarlar.” “Kabristana giren kimse, Yasîn sûresini okusa, o gün meyyitlerin azâblan hafifler. Meyyitlerin sayısı kadar, ona da sevâb verilir.” “Yanında Yasîn-i şerif okunan hasta, suya kanmış olarak vefât eder ve doymuş olarak kabre girer.” “Müslüman bir hasta yanında Yasîn-i şerif okunursa, Rıdvân ismindeki melek cennet şerbeti getirir. Suya kanmış olarak rûh teslim eder. Doymuş olarak kabre girer. Su-ya ihtiyacı olmaz.” “Yasîn okuyunuz. Onda on bereket vardır. Aç okursa, doyar. Çıplak okursa, giyinir. Bekâr okursa, evlenir. Korkan okursa, emin olur. Mahzun okursa ferahlar. Misafir o-kursa, seferde yardım görür. Kayıp bulunur. Hasta okursa şifâ bulur. Ölü üzerine okunursa azabı hafifler. Susayan o-kursa, suya kavuşur.” “Bir kimse ana-babasımn veya birinin kabrini her Cuma ziyaret eder ve orada Yasîn okursa Allahü Teâlâ ona, Yasîn’in her harfi miktannca mağfiret eder.” . “Kur’ân-ı Kerîm’in kalbi Yasîn’dir. Muhakkak ki o dertlere şifâdır. Allah’ı ve âhiret yurdunu dileyerek bir kimse Yasîn’i okursa, Allah kendisini mutlaka bağışlar.” “Her gece Yasîn sûresini okuyan kimse, muhakkak sûrette şehid olarak ölür.” “Cuma geceleri Yasîn sûresini okuyan kimse, Allahü Teâlâ’nm mağfiretine kavuşmuş halde sabahlar.” Yasîn sûresinin faydaları Hadîs-i şerifte buyuruldu ki “Kur’ân-ı Kerim’de bir şûre vardır ki, ona Allah katında “Azîme” denir. O sûreyi okuyan kimse, kıyâmet günü çok kimseye şefaat edecektir. O sûre Yasîn sûresidir.”Yasın sûre-i şerîfesini okumanın faidelerinden birkaçı 1- Eceli gelmeyen hasta şifâ bulur. 2- Eceli gelen hasta ölüm acısı duymaz. 3- Ölürken cennet meleklerini görür. 4- İnsan korktuğundan emin olur. 5- Garipler yardımcı bulur. 6- Aç olan, tok olur. Yani ummadığı yerden rızık gelir. 7- Susuz olan, kanıncaya dek su bulur. 8- Bekarların evlenmesi kolay olur. 9- Elbisesi olmayan elbise bulur. 10- Gayb olan şey bulunur. Fakat bunlara niyyet ederek ve inanarak okumak lazımdır. İmâm-ı Şa’rânî buyuruyor ki “Hastam iyi olursa veya şu işim hasıl olursa, sevâbı Seyyidet Nefise hazretlerine olmak üzere, Allah için, üç Yasîn okumak veya bir koyun kesmek nezrim olsun derse, bu dileğinin kabul olduğu çok tecrübe edilmiştir.” Garip olan kişi okursa feraha kavuşur. Bir hadis-i şerifte buyrulur ki “Her kim Cuma günü annesinin veya babasının kabrini ziyaret eder de baş ucunda Yasin suresini okursa, okuduğu her harfi adedince onlar bağışlanır”. “Yasin’i her gece okumaya devam eden kimse şehit olarak ölür”. “Yasin-i Şerif okuyunuz. Onda on bereket vardır. Aç okursa, doyar. Susayan okursa, suya kavuşur. Hasta okursa şifa bulur. Korkan okursa, emin olur. Mahzun okursa, feraha kavuşur. Çıplak okursa, giyinir. Ölü üzerine okunursa, azabı hafifler. Bekar okursa, evlenir. Kayıp bulunur. Misafir okursa, yardım görür. ” buyrulmuştur. YASİN SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR? Ebu Nuaym, Delâil kitabında İbni Abbas’dan şöyle rivayet ediyor Rasulullah secdede Kur’an tilâvet ediyor, okurken de açıktan okuyor­du. Nihayet Kureyşli bazı kişiler ona eziyet etmek istediler. Onu engel- lemek için ayağa kalktılar. Bir de ne görsünler elleri boyunlarına bağ-lanıverdi. Aniden gözleri kör olup hiçbir şeyi göremez oldular. Bunun üzer­ine Hazreti Peygamber gelip Ya Muhammedi Allah adına ve aramızdaki akrabalık adına senden istirham ediyoruz, dediler. Peygam­berimiz de dua etti ve bu hal onlardan gitti. Bunun üzerine “Ya, sîn ve’1-Kur’ani’l-Hakim” suresinin ilk on ayeti nazil oldu. Ancak bu gruptan hiçbir kişi iman etmedi. “Şüphesiz biz kâfirlerin boyunlarına…” ayetinin 8. ayet nüzul sebebi ile ilgili olarak İbni Cerir et-Taberî, İkrime’den şöyle rivayet ediyor Ebu Cehil, “Muhammed’i görürsem mutaka ona birşeyler yapacağım.” dedi. Bunun üzerine Cenab-ı Hak “Şüphesiz biz inkârda ısrar eden kâfirlerin boyunlarına çenelerine kadar dayanan demir halkalar geçirdik…” mealin­deki 9. ayeti indirdi. Kavmi Ebu Cehü’e – İşte Muhammedi diyorlar. Ebu Cehil ise onu göremiyor ve – O nerede? O nerede? diyordu. “Şüphesiz ölüleri biz diriltiriz…” ayetinin 12. ayet nüzul sebebi ile ilgili olarak Tirmizî’nin “hasen”, Hakim’in de “sahih” kabul ettiği ve Ebu Said el-Hudrî’den rivayet ettiklerine göre, Selimeoğulları Medine’nin kenarında oturuyordu. Selimeoğulları mescidin yakınına taşınmak is­tediler. Bunun üzerine şu 12. ayet nazil oldu “Şüphesiz ölüleri biz diriltiriz ve insanların dünyada yaptıklarını ve öldükten sonra geride bıraktıkları eserlerini biz kaydederiz.” Peygamberimiz de şöyle buyurdu “Şüp­hesiz ki sizin adımlarınız yazılacaktır. Yerinizden taşınmayın.” Taberanî de İbni Abbas’dan benzerini rivayet etmektedir. Abdurrezzak, Ebu Said el-Hudrî’den rivayet ediyor Selimeoğulları Rasulullah evlerinin mescide uzaklığından şikayet ettiler. Bunu üzerine Cenab-ı Hak “Biz onların dünyada yaptıklarını ve arkada bıraktık­ları eserlerini kaydederiz.” ayetini indirdi. Peygamberimiz de “Yer­lerinizden ayrılmayın. Adımlarınız yazılmaktadır.” buyurdu. Hâkimin tahriç edip sahih dediği bir rivayette İbni Abbâs şöyle demiştir Âs b. Vâil, Hz. Peygamber çürümüş bir kemik getirerek onu elinde ufaladı ve “Ey Muhammedi Bu kemik çürüdükten sonra dirilti­lecek mi?” dedi. Hz. Peygamber de “Evet. Allah onu diriltecek. Sonra seni öldürecek ve sonra seni de diriltecek, ardından da cehennem ateşine so­kacak.” buyurdu. Bu olay üzerine “İnsan bizim kendisini nasıl bir nutfeden yarattığımızı görmedi mi?” ayetinden itibaren surenin sonuna kadar olan ayetler nazil oldu.” İbni Ebî Hatim de bu rivayeti Mücâhid, İkrime, Urve b. Zübeyr, Katâ-de ve Süddî’den aynı doğrultuda tahriç etmiştir. Ancak adı geçen müfessir-ler, mezkûr kişinin Übeyy b. Halef olduğunu söylemişlerdir. Ebû Hayyân’m da belirttiği gibi bu rivayet daha sahihtir. Zira İbni Vehb de İmam Mâ­likten böyle rivayet etmiştir. Söz konusu kişi ve olay hangisi olursa olsun usul-i fıkıh uleması, sebe­bin hususi olmasına değil, lafzın umumi olmasına itibar edileceğini söyle­mişlerdir. Nitekim Yüce Allah’ın “Allah, kocası hakkında seninle tartışan … kadının sözünü işitti…” Mücâdele, 58/1 kavl-i ilâhisinde de durum ay­nıdır. Bu ayet bir tek kadın hakkında nazil olmuştur, ancak bildirdiği hü­küm herkes için geçerlidir. Aynı şekilde Allah’ı veya hasrı inkâr eden bü­tün insanların durumu da yukarıdaki ayetin hükmüne girer. Zira sadedinde bulunduğumuz ayet-i kerime bunlara reddir; dolayısıyla bu ayetin hük­mü de umumi olur. Âl-i İmrân Suresi 8-9. Ayetleri Arapça-Türkçe Okunuşu, kelime ve cümle anlamı ve diyanet meali ve açıklaması, ilgili hadisler. açıklaması ve faziletiÂl-i İmrân Suresi 8-9. AyetKuran-ı Kerim’in yedi uzun suresinden birisi olan ve sıralama bakımından 3. suresi Âl-i İmrân suresi 200 Ayetten Umame şöyle rivayet etmiştir ki,Allah Rasulü ﷺ şöyle buyurdu;Allah’ın ism-i azamı Kuran-ı Kerim’de 3 surededir. Bakara, Ali İmran ve Taha Suresi,Kasım ibn AbdurRahman şöyle der;Bakara suresini araştırdım, Ayetel Kürsi ayetini buldum; Allah, O’ndan başka ibadete layık olan mabud yoktur, ebedi yaşayandır, bütün yarattıklarının kayyumudur. Bakara 255Ali İmran Suresi ilk ayetleri olan;– Elif lâm mîm. Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur, O, Hayy’dır hayattadır, Kayyum’dur ezelî ve ebedîdir. Ali imran 1-2Ta Ha Suresinde ; O gün bütün yüzler; diri, yaratıklarına hâkim ve onları koruyup gözeten Allah’a boyun eğmiştir. Zulüm yüklenen, mutlaka hüsrana uğramıştır. TaHa 111Kaynak Ebu Davud 1341, İbn Mace 3856Âl-i İmrân Suresi 8Âl-i İmrân Suresi 8. Ayet-i Kerime Arapça Yazılışı, Türkçe okunuşu ve kelime, cümle anlamı, Diyanet mealiرَبَّنَا لاَ تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُTürkçe Okunuşu Rabbenâ lâ tuziğ kulûbenâ ba’de iz hedeytenâ veheb lenâ min ledunke rahmehrahmeten, inneke entel vehhâbvehhâbu.Meali Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra, kalplerimizi saptırma. Senin katından bize vehbi olarak rahmet bağışla. Muhakkak ki sen, Vehhab’sın vehbi olarak bağışlayansın.Ayetin Arapça-Türkçe Okunuşu ve Cümle cümle anlamıرَبَّنَا لاَ تُزِغْ قُلُوبَنَا ; Rabbena la tuziğ kulubena“Ya Rabbi! Kalbimize meyl vermeبَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا ; ba’de iz hedeytenaBizi hidâyete getirdikten sonra kalbimize, dalâlete karşı meyl verme ya Rabbiوَهَبْ لَنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً ; veheb lena min ledunke rahmehRahmetinizi ihsân et bize, ya Rabbiإِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُ ; inneke entel olan sensin. Karşılıksız ve sebepsiz olarak bolca ihsan eden sensin.”Ayetin Kelime Kelime Anlamırabbe-nâ Rabbimizlâ tuzig saptırma, kaydırmakulûbe-nâ kalplerimiziba’de sonraiz hedeyte-nâ bizi hidayete erdirdiğin zamanveheb lenâ bize vehbi olarak ihsan et, bağışlamin ledun-ke senin katındanrahmeten rahmetinne-ke muhakkak ki senente senel vehhâbu ihsan eden, bağışlayan, hak kazanmadan veren, karşılıksız verenÂl-i İmrân Suresi 9. AyetÂl-i İmrân Suresi 9. Ayet-i Kerime Arapça Yazılışı, Türkçe okunuşu ve kelime, cümle anlamı, Diyanet mealiرَبَّنَا إِنَّكَ جَامِعُ النَّاسِ لِيَوْمٍ لاَّ رَيْبَ فِيهِ إِنَّ اللّهَ لاَ يُخْلِفُ الْمِيعَادَTürkçe Okunuşu Rabbenâ inneke câmiun nâsi li yevmin lâ raybe fîhfîhî, innallâhe lâ yuhliful mîâdmîâde.Meali Rabbimiz muhakkak ki insanları, hakkında şüphe olmayan günde toplayacak olan Sen’sin. Muhakkak ki Allah vaadinden Arapça-Türkçe Okunuşu ve Cümle cümle anlamıرَبَّنَا إِنَّكَ جَامِعُ النَّاسِ لِيَوْمٍ لاَّ رَيْبَ فِيهِ ; Rabbenâ inneke câmiun nâsi li yevmin lâ raybe fîhfîhîYa Rabbi! İnsanları hiç şüphe olmayan günde toplayacak olan Sen’sin. إِنَّ اللّهَ لاَ يُخْلِفُ الْمِيعَادَ ; innallâhe lâ yuhliful mîâdmîâde.Allah’ın emrinde, miadında hulf yoktur, vaadinden Kelime Kelime Anlamırabbena Rabbimizinneke sen mutlakacamiu toplayacaksınn-nasi insanlarıliyevmin bir gündela raybe asla şüphe olmayanfihi kendisindeinne şüphesizllahe Allahla yuhlifu dönmezl-miaade sözündenÂl-i İmrân Suresi 8-9. Ayet ile İlgili Hadisler ve FaziletiŞehr b. Hûşeb radıyallâhu anh der ki;Ümmü Seleme annemizeEy Mü’minlerin annesi! Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem senin yanında olduğu zaman en çok yaptığı dua hangisi olurdu? diye ki ; Çoğunlukla yaptığı dua şuyduيَا مُقَلِّبَ الْقُلُو بِ ثَبِّتْ قَلْبِىِ عَلَى دِينِكَYa mukallibel kulûb! Sebbit kalbî alâ “Ey kalpleri bir halden bir hale çeviren Rabbim! Benim kalbimi dinin üzerine sabit kıl.”Ben kendisineEy Allah’ın Rasûlü! Neden bu duayı yapıyorsunuz? diye sordumŞöyle buyurdular“Hiçbir kimse yoktur ki onun kalbi Allah’ın parmaklarından iki tanesinin arasında olmuş olmasın. Dilediğini düzeltir, düzgün yola kor, dilediğini ise kalbini kaydırarak yoldan çıkarır.”Ashab-ı Kiram’dan bazıları Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in bu duayı çok yaptığını duyduğunda şaşırmışlar veEy Allah’ın Rasûlü! Biz sana iman ettiğimiz halde bizim için mi korkuyorsun? üzerine Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur;“Şüphesiz ki âdemoğlunun kalpleri tek bir kalp gibi Allah’ın parmaklarından iki tanesinin arasındadır.”Allah Rasûlü sonra bu ayeti لاَ تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُRabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra, kalplerimizi saptırma. Senin katından bize vehbi olarak rahmet bağışla. Muhakkak ki sen, Vehhab’sın. Âl-i İmrân Suresi 8. AyetKaynak Tirmizi 2140, 3522, 3864, 3587, İbn Hibban 943, Buhari Edebul Mufrad’ 683, İbn Mace 3834Yine başka bir rivayette Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur;“Allah’tan aff ve afiyet dileyin. Çünkü hiç kimseye, imanda yakınlıktan sonra afiyetten selametlikten daha hayırlı bir şey verilmemiştir.” Tirmizi 3558, el-Albani Hasan Sahih’İlgili Diğer Konular Ali İmran Suresi 26. ve 27. Ayetler Âl-i İmran Suresi 26. Ayet Açıklaması ve MealiÂl-i İmran Suresi 27. Ayet Açıklaması ve MealiÂl-i İmran Suresi 26. ve 27. Ayet iniş nüzul sebebi?Hucurat Suresi 6. Ayet iniş sebebiÂl-i İmrân Suresi Tamamı Arapça-Türkçe OkunuşuKuran-ı Kerim Sıralı Tüm Facebook’ta!

insan suresi 8 ayet nüzul sebebi