🦌 Böbrek Üstü Bezi Ameliyatı Olanların Yorumları

Fonksiyonel olmayan kanserler erken evrelerde şikayete neden olmazlar. Erişkin böbrek üstü bezi kanserlerinin %50-79’u, çocukluk çağı böbrek üstü bezi kanserlerinin %90’ı fonksiyonel, yani hormon üreten kanserlerdir. Kortizol üretimi fazla ise; Yüz, boyun ve gövdede kilo artışı, kol ve bacaklarda zayıflama Sonzamanlarda kapalı böbrek taşı ameliyatı teknolojik gelişmelerin sayesinde daha da küçük tünellerden yapılabilir hale gelmiştir. Standart bir PNL ameliyatı 1cm genişliğinde bir tünel içinden yapılırken; şimdilerde bu tünel çapı küçültülerek hem hasta hem de hekim için ameliyat daha konforlu hale getirildi. Dr Öğr. Üyesi Cenk Ersavaş , Genel Cerrahi - İstanbul - Yorumları İncele ve ücretsiz randevu oluştur. | Doktor Muayene AdrenalGland hastalıkları (Böbrek üstü bezi hastalıkları)(Cushing sendromu, Addison hastalığı, böbrek üstü bezi kitleleri..) Anti-Mikrozomal Antikor(Anti-M)(Tiroid Peroksidaz Testi) Diyabet (Şeker hastalığı) (Tip 1 diyabet, Tip 2 diyabet, gebelik diyabeti) Böbreküstü bezinin açık ameliyatı böbrek ameliyatlarından oldukça zordur. Bunun nedeni bu bezlerin daha derin ve ana damarlara yakın olduğu için daha zor yerlerde yerleşmesinden kaynaklanır. Bu yüzden bu ameliyatta böbrek ameliyatına göre daha büyük cilt kesileri yapılır ve ameliyat süreleri daha uzundur. Laparoskopinin Böbreküstü bezi (Adrenal) nin ameliyatında altın standart laparoskopik adrenalektomidir (kapalı yöntemle böbrek üstü bezinin çıkarılması). Bu ameliyat tıpkı safra kesesinde olduğu gibi son yıllarda yaygın olarak uygulanmaktadır. Bu ameliyat karın ön duvarına yapılan 1-1.5 cm civarı kesilerden karın içine gönderilen Böbrekkisti hakkında. Böbrekte hücrelerin anormal şekilde oluk yapması ve bu oluğun zamanla sıvı ile dolup, şişip kist halini alması olarak tanımlanır. Kistler zararsız olabileceği gibi 60’dan fazla çeşit hastalığa bağlı olarak da gelişebilir (detaylı bilgi için hekiminize başvurun). Böbrek kistleri kanserle ve Buçalışmada, böbrek üstü bezinde kitle ve Cushing Sendromu nedeniyle açık sürrenalektomi yapılan hastalarımızın özelliklerini gözden geçirmeyi amaçladık. Kliniğimizde Nisan 2004 ile Eylül 2006 tarihleri arasında 16 hastaya (9 kadın, 7 erkek) açık sürrenalektomi yapıldı. Hastaların ortalama yaşı 44,3 yıl idi. AddisonHastalığı (Böbrek Üstü Bezi Yetmezliği) Addison hastalığı aynı zamanda Adrenal yetmezlik olarak da bilinen Addison hastalığıdır. Halk arasında Böbrek üstü yetmezliği olarak bilinir. vücudun belirli hormonları yeterince üretememesi sonucu ortaya çıkan ve oldukça nadir görülen bir hastalıktır. WMqXC. Böbreküstü bezleri böbreklerin üstünde bulunan yaklaşık 10 gram ağırlığındaki sarımsı endokrin sistem hormonlarını üreten bezlerdir. Bu hormonlar kan yoluyla taşınarak vücuttaki diğer organ veya hücrelerin aktivitesi üzerinde etkili olan kimyasallardır. Adrenal bezler olarak da bilinen böbreküstü bezlerinin ayrı ayrı işlev gören 2 ana kısmı vardır Adrenal korteks Böbreküstü bezlerinin dış kısmı korteks olarak adlandırılır. Adrenal korteks 3 ana hormonun üretiminde görev yapar kortizol, aldosteron ve dehidroepiandrosteron DHEA. Bu hormonlar metabolizmayı, kan basıncını, saç uzamasını ve vücut şekli gibi vücut özelliklerini kontrol eder. Adrenal medulla Adrenal bezlerin iç kısmı medulla olarak adlandırılır. Adrenal medulla 3 hormonun üretiminde görev yapar epinefrin, norepinefrin ve dopamin. Sıklıkla katekolamin denilen bu hormonlar, adrenalin artışı da dahil olmak üzere vücudun strese verdiği tepkileri kontrol eder. BÖBREKÜSTÜ BEZİ TÜMÖRÜ NEDİR? Vücuttaki sağlıklı hücrelerde birtakım değişimler mutasyonlar başlar ve bu hücreler büyüyerek vücutta kitle oluşmasına sebep olur. Bu kitle tümör kanserli malignant ya da kansersiz benin olabilir. Kanserli tümör büyüyebilir ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. İyi huylu bir tümör benin büyüyebilir fakat vücuda yayılmaz. Böbreküstü bezi tümörü çok fazla hormon üretebilir, bu tip tümörlere “işlevli tümör”, hormon üretmeyen böbreküstü bezi tümörüne ise ’işlevsiz tümör’’ denir. Adrenal tümörler böbreküstü bezlerinde başlamış veya başka organlardan metastaz yaparak böbreküstü bezlere sıçramış olabilir. Böbreküstü bezlerinde başlayan çeşitleri şunlardır Adenom Adenokortikal adenom Bu böbreküstü bezi tümörünün en yaygın türüdür. Adrenal kortekste başlayan işlevsiz ve iyi huylu bir tümördür. Genellikle semptomlara neden olmaz. Adrenokortikal karsinom Kanserli böbreküstü bezi tümörünün en yaygın türü olmasına rağmen nadir rastlanan bir kanserdir. Adrenal kortekste başladığı için adrenal kortikal karsinom olarak da bilinir. Adrenokortikal karsinom işlevli veya işlevsiz bir tümör olabilir. Eğer işlevlil ise birden fazla hormon üretebilir. Nöroblastom Çocukluk döneminde adrenal medullada başlayan böbreküstü bezi kanseri türüdür. BÖBREKÜSTÜ BEZİ KANSERİNİN SEBEPLERİ NELERDİR? Böbreküstü kanserine yakalanma riskinde rol oynayan faktörler şunlardır Bazı kalıtsal koşullar Ailenin böbreküstü bezi kanseri geçmişi BÖBREKÜSTÜ BEZİ KANSERİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR? Adrenal bez tümörünün belirtileri şunlara bağlı olarak değişkenlik gösterebilir Tümörün işlevli olup olmadığı Aşırı üretilen hormona Tümörün böbreküstü bezde başlayıp başlamadığına Böbreküstü bezi kanserinin belirtileri şunlardır Yüksek tansiyon Düşük potasyum seviyesi Kalp çarpıntısı Sinirlilik Endişe ya da panik atak hissi Baş ağrısı Aşırı terleme Diyabet Karın ağrısı Açıklanamayan kilo alma veya kilo verme Anormal kıl gelişimi Cinsel organ değişiklikleri Anormal sivilcelenme BÖBREKÜSTÜ BEZİ KANSERİNİN TANISINDA HANGİ YÖNTEMLER KULLANILIR? Böbreküstü bezi tümörünü teşhis etmek için kan ve idrar testlerinde tümörün işlevli ya da işlevsiz olduğunu belirleyen maddelerin varlığı test edilmektedir. Bilgisayarlı tomografi BT taraması veya manyetik rezonans görüntüleme MR taraması, bir böbreküstü bezi tümörünün kanserli olup olmadığını değerlendirmek ve teşhis etmek için yararlı olabilir. Görüntüleme testleri, kanserli bir tümörün yayılıp yayılmadığını bulmak için de kullanılabilir. Kan ve İdrar testleri Kanserin işlevli veya işlevsiz olduğunu gösteren adrenal hormonlarının miktarının ölçülmesine yardımcı olur. Bazı durumlarda 24 saatlik idrar örneğine ihtiyaç duyulabilir. Bu durumda hastadan 24 saat boyunca tüm idrarını toplaması istenir. Test sonuçları çeşitli hormonların ne kadar hızlı üretildiğini gösterir. Kan ve idrar testlerinde izlenen diğer hormon stres hormonu olan kortizoldür. Spesifik bir test olan deksametazon supresyon testi ile kortizol düzeyleri kontrol edilir. Bu test uygulanmadan önceki akşam hap kullanılması gerekebilir. Bu hap, vücutta kortizol gibi davranan bir ilaç içerir ve adrenal tümörü olmayan bir kişi bu hapı kullandığında vücudu daha az kortizol üretir. Fakat kişide böbreküstü bezi tümörü varsa ilacı aldıktan sonra bile kortizol seviyesi yüksek kalacaktır. Eğer bir hasta test öncesi bitkisel de olsa ilaç kullandıysa doktorunu bu konuda bilgilendirmelidir. Çünkü kullanılan tüm ilaçlar test sonuçlarını etkileyecektir. Biyopsi Laboratuvarda incelenmek üzere az miktarda dokunun çıkarılmasıdır. Kanserin vücudun başka bir yerinde başladıktan sonra böbreküstü bezine yayılmış olduğundan şüphelenilirse, kanserin nerede başladığını bulmak için de uygulanabilir. Biyopside dokuyu toplamak için dar, içi boş bir iğne kullanılır. Buna ince iğne biyopsisi veya ince iğne aspirasyonu denir. Biyopsi, iğneyi doğrudan tümöre yönlendirmek için görüntüleme yöntemleri kullanan bir radyolog tarafından gerçekleştirilir. Bir patolog daha sonra biyopsi sırasında çıkarılan numuneleri analiz eder. Bilgisayarlı Tomografi BT Hastaya farklı açılardan gönderilen x-ışınlarını kullanılarak vücudun iç kısmının 3 boyutlu resmini oluşturur. Manyetik Rezonans Görüntüleme MR Manyetik alanlar kullanılarak vücudun ayrıntılı görüntüleri elde edilir. MR görüntüleri tümörün boyutunu ölçmek için de kullanılabilir. Bu tanı testlerinin her biri her durumda uygulanmayabilir. Tanı testleri seçilirken göz önünde bulundurulan faktörler şunlardır Şüphelenilen tümörün türü Belirtiler Hastanın yaşı ve genel sağlık durumu Daha önce uygulanan testlerin sonuçları BÖBREKÜSTÜ BEZİ KANSERİNİN EVRELERİ NELERDİR? Kanser tedavisine karar verilirken kanserin evresinin bilinmesi gereklidir. Böbreküstü bezi kanserinin evreleri şunlardır Evre 1 Tümör 5 cm’den küçüktür ve çevre dokulara, lenf düğümlerine ya da vücudun diğer bölgelerine yayılmamıştır. Evre 2 Kanser 5 cm’den büyüktür fakat çevre doku ve organlara, lenf düğümlerine ya da vücudun diğer bölgelerine yayılmamıştır. Evre 3 Böbreküstü bezi 3. evre kanseri 2 şekilde olabilir. – Tümör her boyutta olabilir fakat böbreküstü bezinin dışına sıçramamıştır. Yakın lenf düğümlerine yayılmıştır. – Kanser böbreküstü bezinin dışındaki yağ dokuya sıçramıştır. Lenf düğümlerine yayılmamıştır. Evre 4 Böbreküstü bezi 4. evre kanseri 3 şekilde görülebilir. – Kanser böbreküstü bezinin dışındaki yağ dokusuna ve yakın lenf düğümlerine yayılmıştır. – Kanser böbreküstü bezinden yakın organ veya dokulara yayılmıştır. Lenf düğümlerine yayılmış veya yayılmamış olabilir. Vücudun uzak bölgelerine yayılmamıştır. – Kanser her boyutta olabilir, yakın dokulara veya lenf düğümlerine yayılmış veya yayılmamış olabilir. Vücudun uzak bölgelerinde de kanser hücreleri vardır. BÖBREKÜSTÜ BEZİ TÜMÖRÜNÜN TEDAVİSİNDE HANGİ YÖNTEMLER KULLANILIR? Tedavi seçenekleri, tümörün tipi ve evresi, olası yan etkileri ve hastanın tercihleri ve genel sağlığı gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Böbreküstü bezi kanserinin tedavisinde uygulanan yöntemler şunlardır Hormon tedavisi Böbreküstü bezi tümörleri aşırı miktarda hormon üretebildiğinden, diğer hormonların düzeylerini kontrol etmek için çeşitli ilaçlar önerilebilir. Ameliyat öncesi ve sonrası hormon dengesindeki değişiklikler hormon tedavisi gerektirebilir. Kemoterapi Kemoterapi, tümör hücrelerini yok etmek için genellikle hücrelerin üreme ve bölünme yeteneğini durduracak ilaçların kullanılmasıdır. Kemoterapi ilaçları doğrudan damara enjekte edilerek veya hap şeklinde yutularak alınabilir ve tümör hücrelerine ulaşmak için kan dolaşımına girer. Kemoterapi tedavisi genellikle belli bir süre boyunca ve belirli sayıda uygulanır. Bir hasta tek seferde bir ilacı veya farklı ilaçların kombinasyonlarını alabilir. Kemoterapinin yan etkileri kişiye ve kullanılan doza bağlıdır, ancak yorgunluk, enfeksiyon riski, mide bulantısı ve kusma, saç dökülmesi ve iştahsızlık en çok görülen yan etkileridir. Tedavi bittikten sonra bu yan etkiler genellikle kaybolur. Radyasyon tedavisi Radyasyon tedavisi, tümör hücrelerini yok etmek için yüksek enerjili x-ışınlarının veya diğer parçacıkların kullanılmasıdır. Böbreküstü bezi tümörleri çok nadir durumlarda radyasyon tedavisi gerektirir. En yaygın radyasyon tedavisi türünde, vücudun dışındaki bir makineden vücudun belli noktalarına ışınlar gönderilir ve harici ışınlı radyasyon terapisi olarak adlandırılır. Bir radyasyon terapisi genellikle belli bir süre boyunca verilen belli sayıda tedaviden oluşur. Radyasyon terapisinden kaynaklanan yan etkiler, yorgunluk, hafif deri reaksiyonları ve karın ağrısıdır. Tedavi bittikten hemen sonra çoğu yan etki ortadan kalkar. Cerrahi Yöntemler Böbreküstü bezi kanseri ameliyatında tümör ve gerekirse tümörü çevreleyen bir miktar sağlıklı doku çıkarılır. Adrenalektomi olarak adlandırılan bu operasyon kanserli böbreküstü bezinin tümör ile birlikte veya her iki böbreküstü bezinin cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Böbreküstü bezi kanseri ameliyatı için uygulanabilen cerrahi yöntemler şunlardır Yazar Ömer Demir • Ürolog • 3 Ekim 2020 • Yorumlar Böbreküstü bezleri, böbreklerin üzerinde bulunan iki küçük organdır. Böbreküstü bezleri hormon ürettikleri için endokrin bezler olarak bilinir. Bu hormonlar kan basıncının, kandaki kimyasal seviyelerin, vücutta su kullanımının, glikoz kullanımının ve stres zamanlarında stresle başa çıkma reaksiyonunun kontrolünde rol oynar. Bu adrenal hormonlar arasında kortizol, aldosteron, adrenalin hormonları - epinefrin ve norepinefrin - ve vücudun seks hormonlarının östrojen ve androjenler küçük bir kısmı bulunur. Böbreküstü bezi hastalıkları nispeten nadirdir. Böbreküstü bezi problemi olan hastalar, bezin anormal aşırı hormon üretimiyle ilgili çeşitli semptomlara sahip olabilir. Fazla hormon üretimiyle ilişkili adrenal tümörler arasında feokromositomalar, aldosteron üreten tümörler ve kortizol üreten tümörler bulunur. Böbreküstü bezi tümörlerinin cerrahi olarak çıkarılması yalnızca şu durumlarda gereklidir Tümörün aşırı hormon ürettiği tespit edildiyse Boyut olarak büyükse çapı 5 santimetreden fazla Tümörün kötü huylu olabileceğine dair bir şüphe varsa. Böbreküstü bezi kanserleri adrenal kortikal kanser, genellikle tanı anında çok büyük olan nadir tümörlerdir. Böbreküstü Bezi Tümörlerinde Tedavi Önde gelen uluslararası tıp derneklerince kanser özelliği gösteren veya aşırı hormon salgılayan böbreküstü bezi kitleleri ve böbrek üstü bezine başka kanserlerden yayılım metastaz olduğunda önerilen tedavisi ameliyatla kitlenin alınmasıdır. Ameliyat tekniği kitlenin büyüklüğü ve hasta özelliklerine göre belirlenmekle birlikte açık veya laparoskopik yöntemle yapılabilmektedir. Amerika Gastroenteroloji ve Endokrin Cerrahlar Derneği SAGES bazı özel durumlar dışında böbreküstü bezinin minimal invaziv yöntemlerle yapılmasını önermektedir. Gerek laparoskopik gerek açık ameliyat sonrası böbreküstü bezi hastalığının tedavisi konusunda başarı oranları oldukça yüksektir. Ameliyat sonrası iyileşme ve hastaların yaşayacağı olası sorunlar ameliyat tekniğine, hasta özelliklerine ve böbreküstü bezinin primer hastalığına göre değişmektedir. Hastanın takibi ameliyatla alınan böbreküstü bezinin patolojik değerlendirmesinin sonucuna göre doktoru tarafından belirlenir. Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz. Adrenal Tümörlerde Laparoskopik Adrenalektomi Laparoskopik Adrenalektomi Böbreküstü bezinin alınması nedir? Cerrahi tedavi öncesinde böbrek üstü bezinin hastalıklarının teşhisi ve bu bozukluklara planlanan yaklaşımlar oldukça dikkatli yapılması gereken hususlardır. Adrenalektomi böbreksütü bezinin cerrahi olarak çıkartılması normalden fazla hormon salgısı yapan adrenal tümörler ve tüm şüpheli adrenal malign tümörler için uygulanır. Adrenal hastalıkların teşhisinde radyolojik olarak organın görüntülenmesindeki tekniklerde, ameliyat öncesi tedavi önlemleri ve teknolojik gelişmeler ile adrenal bezin laparoskopik olarak cerrahi tedavisi başarı ile uygulanmaktadır. Günümüzde laparoskopik cerrahi teknik adrenal bezlerin cerrahi tedavisinde artık standart” olarak kabul edilmektedir. Zira bu denli zengin ve hayati öneme sahip hormonları salgılayan önemli salgı bezleri sağ ve solda olmak üzere iki taraflı olarak vücudumuzun en derin ve korunaklı yerinde bulunmaktadır. Sağda karaciğerin altında ve sağ böbreğin üzerinde ve ana toplardamarın hemen sağ yanında yer alır. Solda ise dalağın altında sol böbreğin üzerinde ve ana atardamarın hemen solundadır. Adenom boyutu da düşünülecek olursa bu denli ufak bir oluşumun cerrahi olarak çıkartılması için açık teknikte oldukça büyük bir cerrahi kesi gerekmektedir. Ayrıca bu kesi de bile derindeki bu bezi net görmek oldukça zordur. Halbuki laparoskopik teknik ile kesi olmaksızın adrenal bez ve beraberinde adenom kitlesi delikten rahatlıkla çıkartılabilir. Ayrıca laparoskopik tekniğin sağladığı derinde yerleşmiş bir organın hem net hem de 10-20 kat büyütmeli yüksek çözünürlüklü görüntü altında cerrahisi gerçekleştirilmiş olur. Laparoskopik adrenalektominin avantajları nelerdir? Büyük bir ameliyat kesisi yerine üç ya da dört adet ufak cerrahi kesi izi Açık cerrahideki gibi cerrahi kesi yerinden fıtıklaşma riski yok Cerrahi kesi sırasında kas tabakaları ve sinirlerin kesilmesine bağlı uzun süreli kronik ağrı gelişim riski çok düşük Ameliyat sonrası dönemde daha az ağrı Kısa süreli hastanede kalma –genellikle ameliyattan sonraki 1 ya da 2. gün hastaneden çıkılmaktadır- Hızlı iyileşme ve kısa sürede günlük aktivitelere dönme Laparoskopik cerrahi adrenal hastalıkların cerrahi tedavisinde minimal cerrahi hasar ve ameliyat sonrası düşük ağrı, hızlı iyileşme sağlayıcı etkisiyle az önce de belirtildiği gizi tüm dünyada ilk adımda uygulanan standart cerrahi yaklaşım halini almıştır. Açık cerrahi özellikle 6 cm’den büyük adrenal tümörlerin cerrahi tedavisinde tercih edilebilecek iken, 10 cm’e kadar olan adrenal tümörlerde de laparoskopik cerrahi tecrübeli ellerde başarılı şekilde uygulanabilmektedir. 6 cm.’den ufak, aktif ya da inaktif adrenal tümörlerde laparoskopik adrenal cerrahisi en iyi cerrahi tedavi olarak kabul edilmektedir. Sol adrenal bezde dev kitlenin laparoskopik cerrahi ile çıkartıldığı video görüntüsü için TIKLAYIN Kısmi olarak adenomun laparoskopik yöntemle çıkartılması nedir? Bu yaklaşımda amaç iyi huylu adenom tümörü olan böbreküstü bezinin tümüyle değil, sadece adenomun böbreküstü bezinden ayrılarak çıkartılması ve sağlam böbrek üstü bezinin hastada bırakılmasıdır. Bu tekniğe “Laparoskopik Parsiyel Adrenalektomi” denilmektedir. Burada amaç oldukça zengin hormon üretimine sahip ve kişi için değerli olan adrenal bezin olabildiğince korunmasıdır. Adrenal bezden kısmi olarak adenomun laparoskopik tekinik ile çıkartılması oldukça üst düzeyde laparoskopik cerrahi tecrübe gerektirmektedir ve çok dikkatli şekilde yapılması gereklidir. Zira adrenal çok kanlanan ve ana damarlara çok yakın yerleşimli bir salgı bezidir. “Laparoskopik Parsiyel Adrenalektomi” için mutlaka bilgisayarlı tomografide detaylı cerrahi planın önceden tarafımca yapılması ve hasta ile detaylı şekilde teknik hakkında görüşülmesi gereklidir. Sol adrenal bezde kısmi olarak adenomun laparoskopik çıkartıldığı video görüntüsü için TIKLAYIN Laparoskopik teknik Transperitoneal mi ? Retroperitoneal mi? Periton, karın içindeki mide, barsaklar, karaciğer dalak gibi organları içinde bulunduran ve bu organları saran, koruyan önemli zar yapısında iki katmandan oluşmuş bir yapıdır. Böbrekler ve böbreküstü bezleri diğer ürolojik organlar gibi bu periton zarının dışında yerleşimlidir. Ancak laparoskopik teknikte böbrek ve böbreküstü bezine ulaşmak için periton zarını da delerek ameliyat edilecek yapılara ulaşamaya transperitoneal teknik periton zarını transit geçerek gerçekleştirilen demektir denilmektedir. Periton zarına dokunmaksızın ve delmeksizin ve dolayısıyla barsak ve diğer organlara direkt temas etmeden gerçekleştirilen tekniğe ise retroperitoneal teknik periton zarının dışından ve arkasından gerçekleştirilen demektir denilmektedir. Laparoskopik teknik periton zarı içinden transperitoneal gerçekleştirilecek ise hasta 45°-60° yan pozisyonda yatırılır. Laparoskopik teknik periton zarı dışından barsaklara temas etmeden retroperitoneal gerçekleştirilecek ise hasta 80°-90° yan pozisyonda yatırılır Böbreküstü bezi tümörlerinde uygulanan açık cerrahi de genelde uygulanan ameliyat kesisi insizyon Şekil-1’de görüldüğü gibi iken, transperitoneal laparoskopik cerrahi de uygulanan ameliyat kesilerinden birisi cm olup, diğer 2 ya da 3 adet adet ½ ve 1 ufak insizyonlardır Şekil-2. Retroperitoneal laparoskopik teknikte ise delikler belin arka kısmındadır, ön karın duvarında delik izi görülmez. Prof. Dr. Tibet Erdoğru tarafından hem transperitoneal hem de retroperitoneal teknik başarılı şekilde gerçekleştirilmektedir. Tekniğin transperitoneal mi, retroperitoneal mi uygulanacağına Prof. Dr. Tibet Erdoğru tarafından hastanın kilosu ve vücut yapısı, geçirmiş olduğu önceki ameliyatların varlığı, kitlenin büyüklüğü ve bezdeki lokasyonuna göre karar verilmektedir. Sadece bir tekniğe bağlı kalarak zorunlulukla sadece bir teknik yaklaşımın uygulanmaması hem büyük hem de kısmi çıkartılacak adrenal adenomlarda büyük bir avantaj sağlamaktadır. Örneğin büyük dev kitlenin tedavi edildiği videoda teknik transperitoneal yaklaşımla uygulanmışken, parsiyel yani kısmi şekilde sadece adenomun çıkartıldığı ve geriye kalan sağlam adrenal bezin korunduğu videoda teknik retroperitoneal olarak uygulanmıştır. Tablo-1 Adrenalektomi böbreksütü bezinin cerrahi olarak çıkartılması endikasyonları Tek taraflı adrenalektomi İki taraflı adrenalektomi Aşırı fonksiyone tümörler Aldosteronoma Kortizol-üreten adenom Virilizan tümörler Feokromasitoma Nonfonksiyone kortikal adenoma Malign tümörler Adrenokortikal tümörler Malign feokromasitoma Adrenal metastazlar soliter metastazlar Adrenal sarkomlar Diğer lezyonlar semptomatik ya da büyük adrenal myelolipoma, ganglionöroma Tedaviye yanıtsız ACTH bağımlı Cushing sendromu Primer adrenal hiperplaziye bağlı Cushing sendromu Bilateral feokromasitoma Görüntüleme yöntemlerinde benign karakterli olup, 4-5 cm çapından büyük tümörler ya da takiplerde büyüyen tümörler

böbrek üstü bezi ameliyatı olanların yorumları