🎃 Siyah Saç Beyaz Ten Ne Oluyor
tLf6. En son, Elidor yeni serisi Co-Creations’ı dünyaca ünlü yedi saç uzmanıyla birlikte tasarladı. Uzmanların yeteneÄŸiyle Elidor’un teknolojisi birleÅŸti ve ortaya daha parlak, daha hacimli, daha düz veya daha kıvırcık saçlar vaat eden ürünler çıktı.ÂBu uzmanlarla New York’ta bir araya geldik. Benim ilgimi en çok Rita Hazan çekti. Çünkü kadınlar farklı farklı saç tiplerine sahip olsalar da bir yaÅŸtan sonra boya hepsinin ortak paydası. Hazan; Jennifer Lopez, Brooke Shields, Jessica Simpson, Carmen Electra, Jessica Biel gibilerini ideal saç rengine kavuÅŸturan, dünyanın en meÅŸhur boya uzmanı. Ondan öğrenebileceklerimiz Herkes saçını her renge boyatabilir mi? Mesela benim gibi kestane veya siyah saçlı biri belki en fazla kumrala kaçabilir ama sarışın veya kızıl saçla iyi görünme ihtimali bence sıfır. Ne diyorsunuz?DoÄŸru tonu seçerse herkes saçını her renge boyayabilir. Koyu kahve saçlı biri saçını platin sarısı deÄŸil belki ama koyu sarı yapabilir. Bu onun sarışın olması için yeterli. BaÅŸka bir renge yavaÅŸ yavaÅŸ geçilmeli. Böylesi hem saÄŸlıklı hem uzun ömürlü olur. Durmaları gereken yeri de gö renginin kiÅŸinin karakteriyle uyumlu olması gerektiÄŸini söylüyorsunuz. Bir kuaföre ilk kez saçımızı boyatmaya gidiyorsak önce birlikte uzun bir yemeÄŸe çıkıp bizi tanımasını mı saÄŸlamalıyız?Bazen saç renginden çok kiÅŸilikle uyumlu olmanız gerekiyor. Bazıları saçını siyaha boyatmak istiyor ama siyah herkese giden bir saç rengi deÄŸil. Gelin görün ki ten rengi çok da müsaade etmemesine raÄŸmen kiÅŸiliÄŸiyle siyahı kaldırabilecek kadınlar var. Dramatik giyinir, makyajı dramatiktir ve siyah saç ona gider. Mesele sadece saç rengi deÄŸil, kıyafeti ve makyajı da saçıyla ahenk içinde olmalı.Kadınlar ve kuaförleri arasındaki iliÅŸkiyi obsesif bulmuyor musunuz? Birçok kadın kocasına bile kuaförüne olduÄŸu kadar sadık mahrem bir ÅŸey. Harika bir çanta aldığınızda kenara bırakabiliyorsunuz ama saçınız gittiÄŸiniz her yere sizinle geliyor. Saç kendini güvende hissetmekle doÄŸrudan baÄŸlantılı. Bu yüzden renginin ve tarzının mükemmel olmasını müşterileriniz olmuÅŸtur. Bu kendinizi nasıl hissettiriyor?İşin bir parçası. ınsanlar deÄŸiÅŸtirmeyi, yeni ÅŸeyler denemeyi seviyor. Ama çoÄŸunlukla geri kadınların bir yaÅŸtan sonra mini etek giymemesi taraftarıyım. Bazı saç modelleri için de “Bırakalım gençler yapsın†denebilir mi?Günümüzde kadınlar yaÅŸlandıkça daha genç görünüyor. 50 veya 70 yaşındaki bir kadın iyi görünüyorsa mini etek de giyebilir, uzun saçla da gezebilir. Artık kadınların nasıl görünmesi gerektiÄŸine dair fikirlerimizi deÄŸiÅŸtirmenin zamanı. Beyazları artmaya baÅŸladığında saçını boyamak istemeyen kadınlar saçlarının zarif bir ÅŸekilde beyazlamasını nasıl saÄŸlayabilir?ÂBu çok zor. Saçı daha açık bir renge boyatacaksınız ki fazla kontrast olmasın. Kahverengi ve gridense, sarı ve gri mesela. ÅŸimdi moda ama beyaz saç herkese gitmez. YaÅŸlandıkça cildimizin rengini kaybederiz. Hem cildiniz hem de saçınız renksiz olduÄŸunda ceset gibi görünürsünüz. Beyaz saçlı kadın bol makyaj yapmalı, saçını şık bir modelde kestirmeli ve şık kıyafetler giymeli ki o saç iyi kadın saçını marketlerde satılan boyalarla boyuyor. Bunu destekliyor musunuz?Bu iÅŸlemi evde yapmak çok zor. EÄŸer iyi yapabiliyorsanız helal olsun. EÄŸer zorlanı-yorsanız kuaföre gidin. Bakın, “pahalıya saç boyuyorsa iyi kuafördür†diye bir ÅŸey yok. Ucuza çok iyi saç boyayan birini de bulabilirsiniz. Kuaföre ten ve göz rengi sizinkine yakın kadın resimleriyle gidin ve istediÄŸiniz ÅŸeyi ona söyleyin. Kuaföre asla “Ne istersen yap†demeyin. SAÇINI BOYATAN ERKEK SAYISINDA PATLAMA OLDUErkek olsam saçlarım beyazlasın diye sabırsızlanırdım; erkeklere beyaz saç o kadar çok yakışıyor. Buna raÄŸmen saçını boyatan erkeklere ne diyorsunuz?Saçını boyatan erkek sayısında patlama yaÅŸanıyor. Ve çoÄŸunlukla evde kendileri boyuyorlar. Erkeklerle empati kurmalıyız. Makyaj yapamıyorlar, saçları beyazlıyor ve yaÅŸlı görünüyorlar. ış hayatında daha genç erkeklerle rekabet ediyorlar. Kadınlar da artık daha genç görünüyor. Bir denge bulmaya çalışıyorlar. Bu konuda bir ÅŸey yapabile-ceklerini anladılar. Saçlarını beyaz yerine siyah yapsınlar demiyorum ama güzel bir kahverengi, belki aralara biraz gri... Saçınızdaki bütün beyazları ellemeden iyi görünmeyi saÄŸlamanın yolları var.
Ancak saçların ağarmasında yaşlanma tek kıstas değildir. Ergenlerde, gençlerde, orta yaşlı kişilerde ve hatta çocuklarda bile çeşitli nedenlerden dolayı erken saç beyazlaması ile karşılaşılabilmektedir. Peki saç neden beyazlar? Bu soruyu uzmanlara sorduk işte cevapları; Yaşlanma Saçların beyazlaması, yaşlanma ile birlikte görülen doğal bir süreçtir. Saçların renginden sorumlu olan pigment, saç kökündeki bir hücreden gelir. Bu hücreler önemli miktarlarda melanin koyu pigment üretilmesi için genetik olarak kodlanır. Zamanla melanin üretim kapasitesi azalır. Melanin üretim kapasitesi ve melanin miktarındaki azalma da saçlarda beyazlamaya neden olur. Kahverengi, kızıl ve siyah saçlar melanin bakımından zengindir. Gri saçta az miktarda melanin bulunur ve beyaz saç ise hiç melanin içermez. Ani travma, şok yaşama, aşırı üzüntü Fiziksel sağlıklı olma hali, ruh sağlığı ile yakından ilgilidir. Aniden alınan acı haber, aşırı üzüntü, kazadan dolayı duygusal şok yaşama da saçta ani beyazlamalara neden olabilmektedir. Hatta üzüntüden bir gecede saçın beyazlaması da, insan hayatında görülebilecek ihtimal dahilindeki durumlardandır. Hipotiroidizm ve hipofiz bezi bozuklukları Tiroid bezleri, kalp atış hızı, vücut sıcaklığı, kan basıncını kontrol eden çeşitli hormonlar üreten bezlerdir. Bu bezler ayrıca vücudunuzun gıdayı enerjiye dönüştürme hızından da sorumludur ve enerji ve büyümeyle ilgili birçok metabolik işlem troid bezleri aracılığı ile gerçekleşir. Troid bezlerinin fonksiyonu ise Hipofiz bezlerinin kontrolü altındadır. Kişinin troidleri normalden az veya çok çalışıyorsa erken saç beyazlaması, halsizlik ve saç dökülmesi gibi sorunlarla karşılaşır. Bunun nedeni ise saç folikülünde hayati bir role sahip olan iki hormon olan T3 ve T4'ün, saçtaki melanin sentezini aşırı şekilde uyarmasıdır. Genetik Saç beyazlamasıyla karşılaşma süreci genellikle genetikten kaynaklanır. Anneniz, babanız yahut üst kuşaklardaki anneanne, babaanne, dedeler de erken yaşta saç beyazlaması söz konusuysa, maalesef bu durum sizi de etkileyip saçlarınız genç yaşta beyazlayabilir. Pernisiyöz anemi Pernisiyöz anemi, B12 vitamini eksikliğinin neden olduğu, bu vitaminin kanda yeteri kadar bulunmadığından dolayı ortaya çıkan kansızlık türlerinden biridir. Vücudun yeterince sağlıklı alyuvar yapmadığı bağışıklık sistemi rahatsızlığıdır. Pernisiyöz anemi yalnızca az sayıda insanı etkileyen genetik bir problemdir ve belirti olarak çocuklarda, ergenlerde veya 20'li yaşlardaki kişilerde erken saç beyazlamasına yol açabilmektedir. Werner sendromu Erken yaşlanma hastalığı Kalıtsal bir hastalık olan Werner sendromu, erken yaşta saç beyazlamasının sık karşılaşılan nedenlerindendir. Werner sendromundan muzdarip olan kişiler genellikle ergenliğe erişene kadar normal gelişim gösterirler. Ergenlikle birlikte ses kısıklığı, cildin incelmesi veya sertleşmesi, saçların beyazlaması ve anormal miktarda saç dökülmesi gibi sorunlar ortaya çıkar. Poliosis Saçlarda gri yamalar, bölgesel beyazlamalar, tıp dilinde poliosis olarak adlandırılmaktadır. Bu durum doğuştan olabileceği gibi sonradan da gelişebilir. Bazı sağlık sorunlarında bağışıklık sistemimiz yanlışlıkla saçlardaki belli bir alandaki melanin üreten hücreleri yok eder. Beslenme yetersizlikleri, sinüslerde sorun, kronik alerji de saçların erken ağarmasına yol açabilir. Poliosis genellikle kalıtsaldır. Yaralar, herpes zoster veya radyoterapi de polioza neden olabilir. Poliosis ile bağlantılı saçlarda beyazlama yapan sağlık sorunları şunlardır; Vitiligo, saç kıran, Pielbaldizm, Tüber skleroz Vogt Koyanagi Harada hastalığı, Waardenburg sendromu, Alezandrini sendromu. Saç beyazlamasının diğer nedenleri Stres B12 eksikliği genellikle et, tavuk gibi hayvansal gıda yemeyenlerde ortaya çıkar Hormonal bozukluklar Sigara içme alışkanlığı Kalsiyum, D, C vitamini, bakır ve Ferritin eksikliği HIV enfeksiyonu, kistik fibroz ve Hodgkin lenfoma gibi hastalıklar Hava kirliliği Güneşin UV ışınları İlaçların yan etkileri Alkol kullanma Yetersiz beslenme KAYNAK
Uzak Doğuluları birbirinden ayırt etmekte zorlanıyor olmamızın nedeni beynimizin çalışma şekliyle alakalı. Peki ne oluyor da bu durumu yaşıyoruz? İşte detaylar Aslında Çinlileri, Japonları veya Korelileri birbirinden ayırt etmekte zorlandığımız gibi onlar da bizleri ayırt etmekte zorlanıyor. Çapraz-ırk etkisi Cross-race effect adı verilen bu durumu, kendi etnik kökenimize daha az benzeyen etnik kökenleri ayırt etmeye çalışırken daha çok yaşıyoruz. Uzak Doğulular dışında siyahileri de bu nedenle birbirlerine benzetebiliyoruz. Türkler ise civardaki Arap, Ermeni, Gürcü, Yunan gibi etnik kökenlerden kolay kolay ayırt edilemeyebiliyor. Bu konuda bir bilimsel çalışma da yapıldı. Northwestern Üniversitesi'ndeki bilim insanları, 18 beyaz kadın lisans öğrencisine beyaz, siyah, hispanik ve doğu ve güney Asyalı erkeklerin yüzlerinin olduğu fotoğraflar gösterildi. Daha sonra aynı yüzlerin yanı sıra yeni kişilerin fotoğrafları da gösterildi ve her birini daha önce görüp görmediklerini belirtmeleri istendi. Katılımcılar, deney boyunca beyinlerinin elektriksel aktivitesinin kaydedilebilmesi için 59 elektrot içeren bir elastik elektroensefalografi EEG başlığı taktılar. Araştırmacılar olayla ilişkili nöral tepkilere odaklandılar. Beklendiği gibi, katılımcılar aynı etnik kökenden oldukları yüzleri daha doğru bir şekilde tanıdılar. Bunun nedeni, kendi etnik kökenimizin üyeleriyle daha fazla deneyime sahip olmamız. Beynimizdeki yüz tanıma fonksiyonu, bize çok az benzeyen farklı etnik kökenlerde error verebiliyor. Çünkü zaten etrafımızdaki insanlarda esmer ten, kahverengi göz, kumral saç gibi benzer özellikler olduğu için beynimizdeki fonksiyonlar diğer detaylar sayesinde yüzleri ayırt etmeye alışmıştır. Burnun, çenenin, kaşların şekli yüz tanımada daha belirleyici olur. Beyin bu detayları sentezler ve yüz tanımayı mümkün hale getirir. Farklı etnik kökenler işin içine girdiğindeyse alışık olmadığımız siyah ten, çekik göz gibi belirgin özellikler beynin dikkatini çeker ve o kişilerin diğer detayları hafızaya çok az kazınır. Çünkü direkt bu özelliklerinden dolayı onları rahatlıkla tanımak mümkündür. Bu yüzden başka bir siyah tenli ya da çekik gözlü biri gördüğümüzde kafamızdaki şablona uyduğu için birbirlerine benzediğini sanırız. Uzak Doğulular kendi aralarında böyle bir sorun yaşamazlar. Çünkü zaten çekik gözlü olmak onlar için belirleyici değildir, beyinleri farklı detayları tanımak üzere çalışır ve kendi etnik kökenlerinden olanları ayırt etmekte zorlanmazlar. Gözlerin yanı sıra beyaz ten, düz ve siyah saç gibi özellikler de bizim işimizi zorlaştırmaktadır. Eğer bir Uzak Doğu ülkesinde bir süre yaşarsanız veya sık bir şekilde Uzak Doğu filmleri izlerseniz beyniniz bu etnik kökene sahip insanların yüzlerini ayırt etmede detaylara odaklanmaya başlayarak kendini geliştirecektir. Bu durum dezavantaj değildir, grup içerisinde avantaj sağlayan bir evrimsel adaptasyondur. Bu konuda tartışmalar sürmekte olup, insan evrimi ve psikoloji dahilinde incelenmektedir. Son olarak; bu durumun bir espri malzemesi yapılmasının nahoş, hatta ırkçı olacağını hatırlatmak isteriz. Kaynaklar 1, 2, 3, 4
Kardiyolog Dr. Sinan Altan Kocaman, 200 kişi üzerinde yaptığı araştırmada, saçında beyaz olanların olmayanlara göre kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskinin daha yüksek çıktığı Kocaman ve ekibi, Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde, 2010 yılında yaptığı iki aşamalı araştırmayla, kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini ölçmeye ekibinin, yaklaşık 200 kişi üzerinde yaptığı araştırmanın ilk aşama sonuçları ortaya çıktı ve sonuçlar, uluslararası tıp veri tabanı PubMed'de dizinlenerek, Anadolu Kardiyoloji Dergisi'nde kalp ve damar hastalıklarının tüm dünyada en önde gelen ölüm sebepleri arasında bulunduğunu belirterek, bu rahatsızlıkları önceden anlamanın ve tedavisine önceden başlamanın hayati öneme sahip olduğunu kalp ve damar rahatsızlıklarını erken teşhis edebilmek için kan tetkikleri, hasta şikayetleri, görüntüleme gibi yöntemler bulunduğunu ancak hızlı tanının, tedavi için hayati öneme sahip olduğuna dikkati çekti.''SAÇ BEYAZLAMASI BİR RİSK FAKTÖRÜ OLABİLİR Mİ?"Kalp ve damar hastalıklarını daha ikinci aşama tetkikler yapılmadan tespit edebilmek için çalışma yaptıklarını anlatan Kocaman, şöyle devam etti''Çalışma kapsamında koroner anjiyografiye giren hastaları aldık ve bu hastaların bilinen risk faktörleri, yaşları ve olası yeni risk faktörlerini kaydederek elde ettiğimiz anjiyografi sonuçlarını değerlendirdik. Çok değişkenli analizler bize gösterdi ki hastalarımızın aterosklerotik riskini hiç beklenmedik yeni bir risk faktörü ya da bir görüntüsü bu baktığımız şey, hastalarda genç yaşta başlayan saç beyazlaması. Aslında toplumumuzda bu bulguya sık rastlıyoruz, benzer yaştaki insanlarda farklı yaş profillerini gösteren saç beyazlaması. Vücutta, ciltte değişimler izlenmekte. Peki bu saç beyazlaması bir risk faktörü olabilir mi? Bunun üzerine bir çalışma dizayn ettik.''Çalışmayı iki aşamalı yaptıklarını dile getiren Kocaman, ilk aşamada anjiyografi yapılan hastaları alırken, ikinci aşamada hiç anjiyosu yapılmayan, poliklinik kontrolüne gelen, bilinen hastalığı olmayan insanlarda rutin ultrasonik tetkiklerle damar duvarındaki kalınlaşmayı ölçtüklerini ilk çalışmada hastaların yaş ortalaması görece olarak yüksekken, ikinci çalışmada ortalama yaşı 45 olan erkeklerin bulunduğunu bildirdi.''SAÇ BEYAZLAMASI BOYUN ATARDAMARINDAKİ SERTLEŞMEYLE İLİŞKİLİ"''Saç beyazlamasının derece artışı, boyun atardamarındaki sertleşme ve kalınlaşmayla yani arteroskleroz ile çok yakından ilişkiliydi'' diyen Kocaman, şunları kaydetti''Araştırmamız sonucunda biz bulduk ki hastalarımızın biyolojik yaşı, kronolojik yaş kadar aterosklerozda önemli bir risk oluşturuyor. Bu şu demek oluyor, eğer bir hastanın biyolojik yaşı, kronolojik yaşından daha ileriyse, yani aslında 70 yaşında gösteren 40 yaşındaki bir insan 70 yaşındaki kadar risk içinde. Bu çalışma yapılmadan da bu tahmin edilebilirdi, ama bunu ilk kez objektif olarak ortaya koymak önemliydi. Aradaki biyolojik bağlantı ne olabilir diye düşündük. Vücudumuzdaki tüm damarlarımızın iç yüzeyi endotel denen tek tabakalı hücre grubu ile kaplanmakta. Bu hücreler tüm damar yapımızın onarımında görev alan kök hücreler tarafından da desteklenmektedir. Ateroskleroz ve kalp damar sistemi bilinen risk faktörleri bu kök hücrelerimizin sayısını ve fonksiyonlarını da bozmaktadır. Benzer şekilde son yapılan çalışmalarda saç köklerinde bulunan kök hücrelerin de saçın yapısı ve fonksiyonları, rengini belirlemede önemli rollerinin olduğu belirtiliyor. Muhtemeldir ki vasküler risk faktörlerimiz bu kök hücrelerini de etkilemektedir.''SAÇI ERKEN YAŞTA BEYAZLAYAN RİSK ALTINDASaçı erken yaşta beyazlayan, özellikle ailesinde koroner arter hastalığı öyküsü olan insanlar, saçı beyazlamayan ya da daha az beyazlamış olan insanlara göre koroner arter hastalığına tutulma riskinin yüksek olduğuna dikkati çeken Kocaman, ''İlk çalışmamızda kalp damarlarını inceledik, ikinci çalışmamızda ise boyun damarlarını inceledik, boyun damarları vücuttaki tüm aterosklerotik, yani damar sertliğini gösteren bir parametre, her ikisi de birbiriyle uyumlu. 40-70 yaş fark etmiyor. Erkenden saç beyazlaması başlıyorsa bir risk oluşmaya başlamış demektir'' krizi geçirme riskinin sadece saç beyazlamasıyla arttığını söylemenin doğru olmayacağını belirten Kocaman, hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol, sigara kullanımı gibi faktörlerin de riski artırdığını ''Fakat anladığımız kadarıyla kalp damar hastalığı risk faktörleri aslında kök hücrelere birlikte kötü yönde etki ediyor ve saç beyazlaması bu etkilenimin bir yansıması, bir sebebi değil. Saç beyazlaması, yaştan bağımsız olarak artmış kalp damar hastalığı riskini gösteriyor'' dedi. Örneklem olarak sadece erkekleri aldıklarını ifade eden Kocaman, kadınları saçlarını boyattıkları için objektif bir çalışma olmayacağı düşüncesiyle çalışmaya dahil etmediklerini sözlerine
siyah saç beyaz ten ne oluyor