🌜 Aldatan Eş Mal Alabilir Mi
BoşanmadaMal Paylaşımı 2022'de Ne Kadar Sürer? İkinci Evlilikte Mal Paylaşımı Nasıl Olur? Aldatan Eş Çekişmeli Boşanmada Yarı Yarıya Mı, Nasıl Hesaplanır?
Ancakaçılacak olan boşanma davası öncesi boşanma isteği olan kişiyi ve bu kişinin varsa avukatını en çok düşündüren konu mahkemede aldatma nasıl ispatlanır konusudur. Ülkemizde uygulanan hukuk sisteminde yargılaması yapılan ceza ve hukuk davalarında ileri sürülen nedenlerin tamamının ispatlanma zorunluluğu vardır.
Magazindeson dakika haberler, en son haberler, özel haberler-röportajlar, dedikodular, skandallar, flaş ve olay haberler Uçankuş'ta.
Aldataneş 'hiperaktif' olabilir 21.10.2013 11:18 | Son Güncelleme: 21.10.2013 11:18 TAKİP ET "Akıllarından geçeni düşünmeden eyleme koyuyorlar"
EşTakibi Ne Kadara Mal Olur? Eş takibi prosedüründe maliyeti belirleyen çok sayıda faktör vardır. Takibin yapılacağı şehir bile oldukça önemlidir. Bu süreçte araştırmaya farklı şehirlerin dahil olması da söz konusu olabilir. Ayrıca eş takibi amacı ile kullanılacak araçlar bile duruma göre farklılık göstermektedir.
Aldatmamevzuuna ilk olarak bakacak olursak her ne kadar diğer eşe karşı kusurlu bir davranış olsa ve sadakat ilkesi ihlal edilse de aldatmak velayet davalarında salt olarak velayetin kazanılması ya da kaybedilmesi için bir sebep teşkil etmez. Velayet davalarında anahtar kelime çocuğun menfaatidir.
AldatmaNedeniyle Boşanma Davalarında Mal Paylaşımı Aldatma konusu 4751 sayılı Türk Medeni Kanununda yer alan sadakat yükümlülüğünü de beraberinde getirdiği için, sadakatsizlik ya da zina nedeniyle boşanma davalarında ziynet eşyaları aldatılan eşe (genelde kadınlara) verilir. Bunun yanı sıra maddi değeri olan ziynet
Boşanmadançiftler, hiçbir koşulda aralarında herhangi bir mal paylaşımı yapamaz. Boşanmanın mahkeme tarafından gerçekleşmesinden sonra taraflar almak istedikleri mallar için mahkemeye başvuruda bulunabilir. Çiftlerin mal paylaşımları için açmaları gereken davayı boşanmanın üzerinden 10 yıl geçene kadar açmaları
Ölümilanlı aldatma davası! Ekim ayında hayatını kaybeden Yıldırım Holding’in patronu Mehmet Yıldırım’ın eski eşi Kiraz Ulusoy, boşanmada kocasının avukatlığını üstlenen K.U.’nun yuvasını yıktığını öne sürdü. Delil olarak da K.U.’nun Mehmet Yıldırım için verdiği “Canım Aşkım” başlıklı
Ygsz. Aldatma Sonucu Boşanma Mal Paylaşımı Türk Medeni Kanunu’nda aldatma veya diğer bir deyişle zina boşanma sebepleri arasındadır. Zina işlediği ispatlanmış bir eşin varlığı durumunda, boşanma için mahkemenin kara aşamasında, zinanın evliliği çekilmez hale getirip getirmediğine bakmasını eylemini gerçekleştirmiş bir eşin olması ve bu durumun ispatlanması doğrudan boşanma sebebi sayılır. Aldatmanın bu noktada doğru bir şekilde açıklanması nedeniyle boşanma eşlerden birinin bilerek ve isteyerek başka bir kişiyle cinsel ilişkiye girmiş olması aldatma veya zina olarak açıklanır. Bu halde herhangi bir şekilde tecavüze uğrayan eş aldatmış olarak kabul edilmez. Aldatma Sonucu Boşanma Mal PaylaşımıAldatma Nedeniyle Boşanmada Mal PaylaşımıAldatmanın doğrudan boşanma sebebi olmasının dışında etkileri de vardır. Boşanma sırasında yapılan mal paylaşımı esnasında, kusurlu olan eşin mal paylaşımından daha az pay alması ve bazı hallerde ise tamamen mal paylaşımındaki payından men edilmesi fiilinin işlenmesi bu hallerden biri olup, aldatma sonucunda boşanıldığında mal paylaşımından, aldatan eşin payına düşen kısım azaltılabilir veya tamamen iptal bu aşamada önemli olan konu, boşanmanın aldatma nedeniyle gerçekleşmiş olması ve aldatmanın ispat edilmiş boşanma sırasında yapılan mal paylaşımı eşler arasında eşit olarak bölünür. Bununla birlikte bazı durumlarda eşlerden birinin payının azaltılması veya payının tamamından mahrum edilmesi de söz haller arasında aldatma ve öldürme kastıyla şiddet eylemleri bulunur. Zina ve Aldatma sebeplerine dayalı açılan davalarda mal paylaşımı esnasında, Hakimin kanaatine göre mal paylaşımı hakkı azaltılabilir veya tamamen iptal kusurlu olması, tazminat ve boşanma konularında etkili olduğu gibi mal paylaşımı konusunda da etkili sırasında edinilmiş mallara katılım oranından hareketle doğan alacaklar konusunda kusurluluk hali etkili birlikte bu konuya da belirli sınırlamalar getirilmiş, Medeni Kanun’ un 236/6 maddesi gereğince, edinilmiş mallara katılım oranından doğan alacaklar için de zina veya hayata kast sebepleriyle boşanma kararı verildiği takdirde, hakim kusurlu olan eşin katılım payını azaltabilir veya bu paydan kusurlu olan eşi tamamen mahrum birlikte boşanma kararında sonuç boşanma sebebi olarak evlilik birliğinin temelden sarsılması yazması halinde, bu kural uygulanmaz ve eşlerin payları eşit şekilde farklı maddelere dayalı olarak davadaki hakların artması veya azalması söz konusu olabildiği gibi, bazı hakların kazanılması veya kaybedilmesi de söz konusu davalarında hakların doğru ve iyi bir şekilde korunabilmesi için, usullere uygun bir dava sürecinin başından itibaren sürdürülmesi önemlidir. Aldatma Sonucu Boşanma Mal PaylaşımıAldatma Sonucu Boşanma Mal Paylaşımında Avukata Danışma Faydalı Olur Mu?Usuller ve kanunlar hakkında bilgi sahibi olabilmek herkesin yapabileceği bir şey olmadığından, bu alanda tecrübe edinmiş avukatların yardımlarına başvurmak, boşanma davalarının karmaşık yapıları arasından haklarınızı en iyi şekilde koruyabilmenizin ve devamında davanın istediğiniz biçimde ve sürede sonuçlandırılmasının en iyi yoludur. Aldatma Sonucu Boşanma Mal Paylaşımı
1 Yorum / Köşe Yazıları / Yazan
GTranslate subscription is inactive or expired for this you are the owner go to
Günümüzde evliliklerin büyük çoğunluğu eşlerden birinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmasından ötürü sonlanmaktadır. Evli olduğunu bile bile eşlerden biri ile ilişki yaşayan üçüncü kişiden aldatma eylemi nedeniyle aldatılan taraf manevi tazminat talep edilebilir mi? Eşinin kendisini aldattığını öğrenen kadın ya da erkek önce evliliğini sorgulamakta, bazen yıllarını verdiği, hayatını paylaştığı kişinin sadakatsiz davranışını öğrendiğinde yıkılmaktadır. Çoğu zaman ise bunu affedememekte ve boşanma davası açarak bu evliliğini bitirme yolunu tercih etmektedirler. Ancak bu tarz yaşanmışlıklarda eşlerden ayrı bir üçüncü kişinin varlığı, aldatılan kişinin daha büyük ızdıraplar duymasına neden olmakta, kişilik haklarının zedelendiği hissine kapılmasına sebebiyet vermektedir. Eşinin evlilik dışı birliktelik yaşadığı üçüncü kişiyi de suçlamakta ve bazen işi yargıya taşımaktadırlar. TMK’nun 185 inci maddesine göre, evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler birlikte yaşamak, birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Aynı Yasanın 174 üncü maddesine göre de, Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Evlenmeyle eşler arasında kurulan aile birliğinin taraflara yüklediği ödevlerin ihlali veya yerine getirilmemesi durumunda bu yükümlülüğü yerine getirmeyen eş yönünden Türk Medeni Kanunundaki sonuçları, boşanma ve boşanma sebebi olması durumunda, bu olaylar yüzünden kişilik haklarının saldırıya uğraması halinde manevi tazminat talep edilebilir. 41 TBK 49. maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Yine BK. 49 maddesinde “Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir.” Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zararla işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir. Somut olaya gelince, davalının ve dava dışı eşin davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının dava dışı eşinin TMK’nın evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, Yasanın 185. ve 174 üncü maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur. TMK. daki düzenleme, dava dışı eşin evlenmeyle kurulan aile birliğinin tarafı olması sıfatından kaynaklanmaktadır. Zira dava dışı eş kendi iradesi ile bu birliğin tarafı olmayı kabul etmiş ve yasanın kendisine tanıdığı hak ve yükümlülükler altına girmiştir. Davalının eyleminin manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğine gelince, davalının doğrudan davacının bedensel veya ruhsal bütünlüğüne yönelik hukuka aykırı bir fiilde bulunduğundan söz edilemez. Söz konusu Yasada yükümlülüğünü ihlal eden eşin eylemini birlikte gerçekleştirdiği kişiler yönünden herhangi bir düzenleme getirilmemiştir. Dava konusu eylemin gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerinin de uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Zira söz konusu Yasanın 50. maddesinde haksız fiil nedeniyle müteselsilen sorumluluğuna gidilebilecekler gösterilmiştir. Yukarıda açıklanan yasal duruma göre, davalı zararın meydana gelmesinden asli olarak sorumlu tutulamaz. Yine yasa hükmünün aradığı anlamda iştirak hali de söz konusu olamaz. Zira iştiraken işlenebilir bir eylemin varlığının kabul edilebilmesi için, eylemin müstakilen ve asli olarak da işlenebilir olması gerekir. Ayrıca haksız fiil sorumluluğunu, geniş ve belirsiz bir kavram olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmeye iştirak çerçevesinde değerlendirmek, bu sorumluluğu belirsiz hale getirecektir. Açıklanan nedenlerle, maddesine göre, davalının eylemi, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemez. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. Her ne kadar yüksek mahkeme yasal düzenlemelerin ışığında böyle bir karara imza atmış ise de, kötü niyetli üçüncü kişilerin toplumun en temel yapı taşı olan aile düzenimizi kanundaki yasal boşluklardan faydalanmak suretiyle kullanmak isteyebileceği göz önünde bulundurularak bu konuda yasal düzenlemelerin yeniden gözden geçirilmesi elzemdir.
aldatan eş mal alabilir mi