🎫 Yavuz Sultan Selim Aşk Hikayesi

YAVUZ SULTAN SELİM İLE ALAKALI EN GÜZEL HATIRA Yavuz Sultan Selim’in hayatı şüphesiz buraya sığmayacak. İnşallah Yavuz Sultan Selim Han ile alakalı kitap çalışmam da geniş bilgilere yer vereceğim. Yavuz Sultan Selim Han ile güzel ve bir o kadar da trajedi bir hatırayı paylaşarak yazıma son veriyorum: Yavuz Sultan Selim YavuzSultan Selim Han bu beyiti Şah İsmail'e yazmıştır. Hikayesi şöyledir: Yavuz şiire, edebiyata ve satranç oynamaya meraklı biridir. Aynı şekilde Şah İsmail'de de bu özellikler vardır. Sarayında ünlü şairleri barındırır ve çok iyi satranç oynar. Bunu bilen Yavuz Şahın şahın bu özelliğinden yararlanmak ister. Herkeskendi hikayesni yazar, kahramanini da kendisi yapar. Sevdigini yüceltir. Sevmedigini asaglara iter. Bir de Sah Ismail ile Yavuz Selim'in Satranc hikayesi vardir. Hikayeye göre Yavuz Sultan Selim 1200 kilometre yola tedbili kiyafet gidip Iran'da günlerce kalip satranctaki ustaligini sergileyip en sonunda Sah Ismail ile de oynar. Yavuz Sultan Selim şiir seven padişahlarımızdan idi. Sadece Türkçe değil Arapça ve Farsça şiir yazar ve söylerdi. Sert ve hiddetli bir tavrı olmasına rağmen ikili ilişkilerinde gayet ince , nazik zarif ve mütevazı biriydi. TALHA BORA ÖGE ANLATIYOR " Yavuz Sultan Selim ve mısırlı kadın " hikayesi izleyin - Talha Bora Öge Dailymotion'da şahın can yoldaşı, Çelebi Hasan Can,teselli vermek ve. padişahı ölüme hazırlamak için: -Hünkarım, anlaşılan artık Allah ile beraber olma vakti. yaklaşmıştır..Allah’a dua etme zamanıdır, der demez, Yavuz Sultan Selim, can havliyle fırlar yerinden: -Bre Hasan! Sen bugüne kadar kiminle beraber olduğu-. BeniBir Gözleri Ahuya Zebun Etti Felek Hikayesi. Sultan Selim, Şam yakınlarında bir yerde otağını kurdurarak burada bir müddet kalır. Bir Türkmen kızı da, padişahın çadırına gelerek, otağın temizlik işlerini yapar, bir sabah temizlik için geldiğinde, Sultan Selim’i görür ve Sultan’a aşık olur. Gönüldür bu Yavuz Sultan Selim Han'ın Mısır seferinde başından geçtiği söylenen bir olayın hikayesi. Yavuz'a aşık Mısırlı bir cariyenin çaresiz aşkı ve bu aşkını söyleyemeden vefat edişinin öyküsü. Yavuz Sultan Selim bir sefer sonrası kışı geçirmek için otağına dönerken bir handa konaklıyordu. Misafir olduğu bu handa özel hizmetlerine genç ve güzel bir kız bakıyordu. Bu kız bir sabah temizlik için padişahın odasına geldiğinde Sultan Selim’i gördü ve güzel kızın gönlü bir anda Cihangir Padişah’a kondu. hN3VS8. Yavuz Sultan Selim kime aşık oldu?Yavuz Sultan Selim Han Mısırı fethettikten sonra bir süre daha orada kalır. Bu süre zarfında da bir cariye cihan padişahının çadırını temizler ve gündelik işlerini yaparmış. Birgün bu cariye bir şekilde cihan padişahı Yavuz Sultan Selim'i görür ve ona aşık Sultan Selim küpe taktı mı?“Yavuz Sultan Selim İslamiyet'in kutsal topraklarına hakim olunca 'Hadimü'l-Haremeyn' yani Haremeyn'in hizmetkârı olduğunu göstermek için küpe Sultan Selim neden babasını tahttan indirdi?Kaldı ki, Yavuz Padişah, babasına şahsi kin beslediği için babasını tahttan indirmedi, devletin bekası ile babası arasında kaldığında devletin bekasını tercih etti. Yani bu tahttan indirme olayı, bir “ihtiras” olarak değil, bir “zaruret” olarak karşımıza Sultan Selim kimdir hayatı?10 Ekim 1470'de Amasya'da dünyaya geldi. Babası II. Bayezid, annesi Dulkadırlı ailesi'nden Aişe Hatun'du. Şehzadeliği Amasya'da geçen Yavuz Sultan Selim, devrin önemli âlimlerinden Arap ve Fars Dili ile yüksek din ve fen dersleri aldı. Devlet idaresi ve askeri konularda eğitim alması için Trabzon Valiliği'ne Sultan Selim eşi kimdir?II. Ayşe Hatune. 1511–1520 Ayşe Hafsa Sultane. 1494–1520 Selim I/EşiYavuz Sultan Selim Çölü kaç günde geçti?Yavuz Sultan Selim, ordusuyla birlikte Sina Çölü'nü 5 gün içinde şimdiki tank hızıyla 11 Ocak-16 Ocak geçerek, Ridaniye'de Memlük Ordusu ile Sultan Selim neden sol kulağına küpe takmıştır?Bir rivayete göre Yavuz Sultan Selim ordusuyla Mısır'ı fethettiği zaman orada köleleri ziyaret etmiş. Çiftliklerde çalışan erkek kölelerin kulaklarında küpeleri görünce neden taktıklarını sormuş. … “Bunlar köle sınıfı olduğundan hür erkeklerden ayırt edilmeleri için bu küpeleri takarlar. Yavuz Sultan Selim Han, Mısır’ı fethedince bir süre orada kalır. Bu kalış idareyi ele alıp, hakimiyeti yerleştirmek için elzemdir. Bu süre zarfında kendisi için kurulan otağda konaklar. Otağ şehrin muhkem bir mevkiinde, ağaçlıklı ve serin bir yerde kurulmuştur. Otağın temizlik işlerine bakan Mısırlı bir cariye vardır ki Yavuz Sultan Selim Han sabah çıkınca, gelir, akşama kadar otağı temizler ve gider. Akşam olunca da Yavuz Selim Han otağına döner. Cariye, nasıl olduysa birkaç defa Yavuz Sultan Selim Han’ı görür ve ona aşık olur. Lakin umutsuz bir aşktır onun kisi. Zira bir tarafta koskoca cihan padişahı halife-i rüy-ı zemin, diğer tarafta basit bir cariye… Fakat cariyenin aşkı dayanılmaz boyutlara ulaşıp da kalbine sığmaz hale gelince, ne yapacağını bilemez halde halifeye açılmaya karar verir. Karar verir vermesine ama aradaki uçurum onu verdiği kararı uygulama konusunda bir karar kılar. Bir yandan aşkının dayanılmaz baskısı, diğer yandan aradaki devasa farkın kendini engellemesi arasında bocalayan cariye halifenin karşısına çıkma cesaretini kendinde bulamadığından, yazıyla ilan-ı aşk etmeye karar verir. Ve üç kelimelik bir not yazarak halife hazretlerinin başını koyduğu yastığın altina görünecek şekilde bırakır. Notta sadece üç kelime yazılıdır “Derdi olan neylesin?” Akşam çadırına gelip de yastığın ucunda küçük bir kağıt parçası bulan Yavuz Sultan Selim Han, kağıdı okuyunca bu notu yazanın, çadırını süpüren cariye olduğunu anlar. Hemen notun altına, cevabını yazar ve “Derdi neyse söylesin.” Kağıdı aynı yere bırakır. Sabah olunca da çıkıp gider. Cariye temizlik için çadıra geldiğinde ilk iş kağıdı arar kâğıdı bıraktığı yerde duruyor bulur. Kalbi deli gibi çarpmaktadır. Büyük bir heyecanla, kaparcasına kağıdı alıp okuduğunda heyecanı bir kat daha artar. Halifenin cevabından cesaretlenen cariye kağıdı çevirip dünkü notunun altına şu notu ekler; “Korkuyorsa neylesin?” Akşam olur. Halife çadıra döner. Kağıdı okur ve cevabı yazar “Hiç korkmasın söylesin.” Sabah bu cevabı okuyan cariye artık kararını vermiştir Aşkını bu akşam halifeye söyleyecektir. Ne olacaksa olsun artık. O gün temizliği bitirdiği halde gitmeyip halifeyi beklemeye başlar. Yavuz Sultan Selim Han akşam çadıra dönünce cariyeyi kendisini bekler bulur. Cariye, halifeyi görünce hemen ayağa kalkıp temenna durur. Yavuz Selim Han “Buyurunuz, sizi dinliyorum” deyince, cariye tüm cesaretini toplamaya çalışırken, titreyen ellerini gizlemek için elleriyle dirseklerini tutarak kollarını kavuşturur. Heyecandan yüzü kıpkırmızı olmuştur. Kalbi yerinden fırlarcasına atarken, titrek ve mahcup bir sesle, “Efendim..” der “Cariyeniz… Size…” ve cümlesini tamamlayamadan yığılıp kalır. Kalbine sığmayan aşkını söyleyemeden ruhunu teslim eden cariyenin, bu tertemiz aşkı karşısında koca halife, celadetli Yavuz Sultan Selim Han, yanaklarından süzülen yaşları silerken etrafındakilere der ki; “Gerçek aşkı şu cariyeden öğrenin. Zira aşık, maşukunun yolunda olur ve o yolda ölür.” Yavuz Sultan Selim ve gerçek aşk Bu hikaye Yusuf DURUnun “Bin Akçeye Bir Söz” isimli kitabından tanıtım amaçlı bir alıntıdır. Yavuz Sultan Selim'e aşık olan cariyenin hikayesi iki farklı şekilde anlatılmaktadır. Birinci hikayede cariyenin bir Türkmen kızı olduğundan bahsedilirken diğer hikayede cariyenin Mısırlı olduğu söylenir. Ancak hikayenin anlatılış biçimi ikisinde de aynıdır. Cihan padişahı ile cariyenin hikayesi şu şekilde gerçekleşir! Yavuz Sultan Selim Han Mısırı fethettikten sonra bir süre daha orada kalır. Bu süre zarfında da bir cariye cihan padişahının çadırını temizler ve gündelik işlerini yaparmış. Birgün bu cariye bir şekilde cihan padişahı Yavuz Sultan Selim'i görür ve ona aşık olur. Cariyenin aşkı gün geçtikçe artar ve bu durumu padişaha bildirmeye karar verir. Cariye hem padişahtan korkar hemde nasıl bu durumu açıklayacağını bilemez bir halde küçük bir not yazıp yatağına bırakmaya karar verir. Not kağıdında şu ifade yazmaktadır; "Derdi olan neylesin?". Cihan padişahı akşam yatağında not kağıdını görür ve okur. Kağıdın arka tarafına da şu ifadeleri yazar; "Derdi neyse söylesin!". Sabah heyecanla bıraktığı not kağıdını arayan cariye bıraktığı yerde kağıdı bulur. Heyecanla not kağıdına bakan cariye padişahın yazdığı ifadeyi okur. Kendi yazdığı cümlenin altına tekrar "Korkuyorsa neylesin?" yazar ve not kağıdını aynı yere bırakır. Aynı günün akşamında Yavuz Sultan Selim kağıdı alır ve cariyenin notunu okur. Padişah'da kendi yazdığı ifadenin altına cevaben "Hiç korkmasın söylesin!" yazar ve yatağın üzerine bırakır. Ertesi gün cariye not kağıdını okur ve bütün cesaretini toplayarak padişahla konuşmaya karar verir. Gündelik işlerini bitirdikten sonra padişah gelene kadar çadırda bekler. Padişah yanındakilerle birlikte çadırına döndüğünde cariyenin kendisini beklediğini görür. Cariye de hemen ayağa kalkarak temenna durur. Cihan padişahı cariyeye yönelerek "Buyrun, sizi dinliyorum." der. Cariyeyi bir heyecan basar ve titreyen ellerini saklamaya çalışır. Tekrar cesaretini toplayan cariye "Efendim..." der bir süre duraklar, "Cariyeniz..." dedikten sonra cümlesine devam edemez ve olduğu yere yığılır. Aşkını dile getiremeden ruhunu teslim eden cariyenin bu durumu Cihan padişahını oldukça derinden etkiler ve göz yaşlarını tutamaz. Yavuz Sultan Selim Han göz yaşlarını sildikten sonra etrafındakilere "Gerçek aşkı şu cariyeden öğrenin. Zira âşık, mâşukunun yolunda olur ve o yolda ölür." der.

yavuz sultan selim aşk hikayesi