🦥 Yaşlı Adam Ve Deniz Özet

lVf9aRC. “İnsan yenilmek için yaratılmadı” dedi dokunaklı bir sesle; “Âdemoğlu mahvolur ama yenilmez.” Ernest Hemingway’in Kübalı bir balıkçının yaşanmış hikâyesinden esinlendiği Yaşlı Adam ve Deniz romanı, yaşlı bir balıkçının büyük balık avlayamadan geçirdiği seksen dört günün ardından yaşadıklarını anlatır. Seksen beşinci gün, balıkçı Santiago yine avlanmaya çıkar, okyanusa açılır. Seksen dört gün kısmetsiz geçmişse ne olmuştur yani, seksen beşinci gün hâlâ kısmetini saklar. Santiago, balık avlayamadığı günlerde sıkıntılar çekmiş, yanında çalışan ve belki de tek dostu olan çocuk başka bir teknede çalışmaya başlamıştır. Ama yaşlı balıkçı umudunu hiç kaybetmez. Umuduyla, tecrübesiyle bir kez daha okyanusa açılacaktır fakat düşündüğünden daha uzun ve yorucu bir av serüveni onu beklemektedir. “Ya bir de her gün ay’ı öldürmeye çalışsaydık?” diye düşündü. “O zaman ay kaçardı. Fakat ya her gün güneşi öldürmek gerekseydi? Şanslı adamlarız vesselam!” Hemingway’in bu kısa romanında anlatılan, bir balıkçı serüveninden fazlası. Kazanmanın, kaybetmenin, umudun, hayal kırıklığının, ne olursa olsun hayata tutunmak için çabalamanın romanı bu roman. İnsan her zaman doğa ile mücadele eder. Kimi zaman doğanın kimi zaman insanın kazandığı bu mücadelenin üzerine yüzyıllarca söz söylenmiştir. Hemingway de ihtiyar balıkçısının içine düştüğü macerayla insanın doğayla ve kendisiyle olan mücadelesine ışık tutuyor romanında. Koca bir balığın peşine düşen ihtiyar, okyanusun ortasında günlerce tek başına kalıyor. Balık yaşamak için direnirken balıkçı da kendi yaşamını sürdürmek için onu öldürmeye, pes ettirmeye çalışıyor. İki inatçı yaratık doğada başbaşa kalınca bir yandan birbirlerinin direncini kırmaya çalışırken bir yandan da birbiriyle özdeşleşiyor. İhtiyar balıkçı, artık öldürmeye çalıştığı balığı kendine can yoldaşı olarak görmeye başlıyor. Ama amacından, onu öldürmekten de bir an olsun vazgeçmiyor. Balık mı kurtulmalı balıkçı mı yakalamalı? Av mı haklı avcı mı? Bu ikilemler roman boyunca devam ediyor okuyucunun kafasında. “Ben her şeyden, herkesten çok onu yakalamak istiyorum. Dünyada herkesten, her şeyden çok. Şimdi ikimiz birleştik, öğlenden beri birlikteyiz. Hem de tek başımıza.” Sadece doğayla değil, kendisiyle de mücadele eder insan. Kahramanımız da okyanusta geçirdiği günlerde kendisiyle hesaplaşıyor, düşüncelerini özgürce akışına bırakıyor. Belki de bir filozofun düşüncelerinden daha derin anlamlara dalıyor. Hayatı, kendisini, mücadelesini sorguluyor. Bunu öyle naif öyle doğal yapıyor ki, okuyan herkes kendisinden bir parça buluyor. Yaşlı Adam ve Deniz, insan hayatının kısacık bir özeti aslında. Doğduğu andan itibaren bir mücadelenin içine atılan, umuduyla yaşayan, yine umudu yüzünden hayal kırıklığına uğrayan insan, Hemingway’in romanındaki ihtiyar balıkçıdır. Bazen avcıdır bazen avdır. Her insan kendi okyanusunda tek başınadır. Bir şeyi söylemenin, anlatmanın binbir türlü yolu vardır. Kimi diyeceğini doğrudan der, kimi alegoriler kullanır, bazısının sözleri içimize işler bazısınınki bir kulağımızdan girip öbüründen çıkar. Ernest Hemingway, neyi anlatmak istiyorsa onu en güzel yoldan anlatan, okuyucusunu soluksuz maceralara çıkaran ve aklına, ruhuna dokunan bir yazar. Küba sahillerinden okyanusun ortasına bir yolculuk yapıp kendinizi, doğayı, tüm yaşamı sorgulamak; insan olmanın aslında ne basit ama bir yandan da ne karmaşık bir şey olduğunu anlamak isterseniz, Hemingway kütüphanenizin bir köşesinde sizi bekliyor olacak. Günlük hayatta şöyle bir durup etrafına bakmaya fırsatı olmayan günümüz insanının, bu yaşlı balıkçıdan öğrenecek çok şeyi var. Merve Gülşah Akgün – 19 Aralık 2017 * Bu yazı 19 Aralık2017 tarihinde Edebiyat Haber'de yayımlanmış, oradan alınmıştır. Yazının orijinaline buradan ulaşabilirsiniz. *** Yaşlı Adam ve Deniz İhtiyar Balıkçı kitabını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneğiyle almak için buraya tıklayın. 1. Yaşlı adam nerede avlanıyordu? A Gulf Stream B Chicago C Cleveland D Cincinati 2. Yaşlı adam hangi sporu seviyor? A Futbol B Amerikan futbolu C Beyzbol D Yüzme 3. Kitabın yazarı kimdir? A Jules Verne B Ernest Hemingway C Edmando de Amicis D John Steinbeck 4. Yaşlı adamın küçükken gittiği ve unutamadığı yer neresiydi? A Afrika B Avustralya C Amerika D Asya 5. Yaşlı adamın yakalamaya çalıştığı balığın türü neydi? A Yunus B Uçan balık C Kılıç balığı D Köpek balığı 6. Yaşlı Balıkçı Santiago’nun yanında çalışan Manolin adlı çocuğu, ailesinin alarak başka bir balıkçının yanına vermesinin asıl sebebi aşağıdakilerden hangisidir? A Santiago’nun okyanusta avlanırken fazla açılıyor olması B Balıkçının eski teknesinin yeterince güvenli olmaması C Yaşlı balıkçının lanetlenmiş olduğunu düşünmeleri D Balıkçının psikolojik olarak yıprandığını düşünmeleri 7. Eserde aşağıda verilen balık türlerinden hangisine yer verilmemiştir? A Karides B Lüfer C Orkinos D Sardalya 8. Yaşlı Balıkçı Santiago avdan her dönüşünde kayığındaki takımları eşyaları kulübesine taşıyor. Bu davranışının sebebi aşağıdakilerden hangisidir? A Takımların kırağıdan dolayı zarar görmemesi için B Takımların çoğunu kulübesinde de kullandığı için C Hırsızların takımları çalmasından korktuğu için. D Ustasının verdiği bir nasihattan çok etkilendiği için. 9. Eserin bütünü düşünüldüğünde aşağıdakilerden hangisinin söylenmesi doğru olmaz? A Okyanusta kaybolduğu sanılan balıkçıyı hem motorla hem de uçakla aramışlar; ancak bulamamışlardır. B O yörede yaşayan balıkçılar, sürü halinde giden bütün balık türlerine “orkinos” diyorlardı. C Yaşlı balıkçı avdayken, teknesinin hızını kasabadan aldığı eski bir cihazla ölçüyordu. D Yaşlı balıkçının okyanusta yakaladığı tiburon adlı balık yaklaşık beş buçuk metreydi. 10. Balıkçı Santiago’dan bir dönem “şampiyon” olarak bahsedilmesinin sebebi aşağıdakilerden hangisidir? A Kürek çekme yarışında kazandığı birincilik B Beyzbol müsabakasındaki unutulmaz vuruşu C O güne kadarki en büyük balığı yakalamış olması D Bilek güreşinde elde ettiği galibiyet 11. Eserde ağır basan duygular aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir? A Cesaret- hırs- sevgi- özlem B Ölüm korkusu-sevgi- hırs- sitem C Pişmanlık- cesaret- sevgi- sitem D Sitem- nefret- cesaret- endişe 12. İspanyollar denize duydukları sevgiyi ona la mar’ diyerek ifade ederlerdi. Yaşlı balıkçı da denizi hep ’la mar’ olarak düşünürdü. Zaman zaman denize kötü şeyler söyleseler de ona hep ………………. gözüyle bakarlardı. Yukarıdaki bölümde la mar’ olarak belirtilen ve boş bırakılan yere gelmesi gereken sözcük aşağıdakilerden hangisidir? A Bereket B Kadın C Baba D Kutsal su 13. I- Kaplumbağaların beyaz yumurtalarını yerdi. II- Bonito adı verilen balıkla beslenmeye çalışırdı. III-Her gün bir bardak köpekbalığı yağı içerdi. IV-Kürek çekerek güçlü kalmaya çalışırdı. Yaşlı adam, eylül ve ekim aylarında gelecek olan büyük balıklara karşı güç kazanmak için yukarıda verilen uygulamalardan hangilerini düzenli olarak yapmaktadır? A I-II B I-IV C II-III D I- III Cevap Anahtarı 1-A 2-C 3-B 4-A 5-C 6-C 7-B 8-A 9-C 10-D 11-A 12-B 13-D Yaşlı Adam ve Deniz Ernest Hemingway Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili için tıklayınız... Yaşlı Adam ve Deniz Ernest Hemingway Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı Oleh Yaşlı Adam ve Deniz özeti Golf Stream’de küçük teknesiyle yalnız başına avlanan ihtiyar bir balıkçı vardı. Zayıf, kavruk yüzü kederli, ensesi kırış kırış bir güneşin tropik denizlerde meydana getirdiği yansımaların esmer lekeleriyle kaplıydı. Bu lekeler yüzünde aşağı çenesine kadar iniyordu. Elleri, oltasına takılan ağır balıkları çekerken açılan yarıklarla yol yoldu. Ne var ki bu yarıkların hiçbiri taze değildi. Bu yaralar bir çöl kuraklığını andıran balıksız günler kadar eskiydi . Tam seksen dört gündür tek bir balık tutamadan dönüyordu. İlk kırk gün yanına birde çocuk almıştı. Fakat birbiri ardına birçok gün eli boş döndükten sonra çocuğun ailesi, ihtiyar balıkçının artık talihsizlikten de beter bir salao’ya uğradığına inanarak, çocuklarını ilk hafta içinde üç güzel balık yakalayan bir başka tekneye vermişlerdi. İhtiyar balıkçının her gün ufacık teknesiyle eli boş dönüşünü görmek çocuğU pek üzüyordu. Teknenin gelişini görünce hemen aşağı sahile, olta yumaklarını, sereni, zıpkını, yelkeni taşımak için eski ustasının yardımına koşuyordu. Çocuk ihtiyar balıkçıya büyük bir hayranlık duyuyordu, çünkü herşeyi ondan öğrenmişti. Ama onun yanından ayrılmak zorunda kaldığı içinde bir o kadar da üzgündü. Çocuk ihtiyarın yanından ayrılmasına rağmen bütün boş vakitlerini onunla geçiriyordu. İhtiyar balıkçıda her sabah çocuğun evine giderek onu uyandırıyor ve sahile birlikte iniyorlardı. İhtiyar, çocukla balığa çıktığı günleri çok özlüyordu. ihtiyar teknesini yükleyip, gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra yavaş yavaş denize açılarak uzaklaştı. Hava kararmaya başladığında çocuk sahilde yine ihtiyarı bekliyordu. Ama ihtiyar o günde hiç balık tutamadan geri dönüyordu, çocuk bunu öğrenince yine çok üzüldü ve o gün tuttuğu iki büyük balığı ihtiyara verdi ve balıkları yem olarak kullanmasını istedi. İhtiyar ertesi sabah, güneş doğmadan, bir gün o hayalini kurduğu kılıç balığını yakalayacağına olan inancıyla tekrar denize açıldı ve okyanusun bereketli olduğunu umduğu bir köşesinin yolunu tuttu. İhtiyar balıkçı bu sefer çok uzaklara gitmeye karar vermişti. Koyun çevresinde haftalarca uğraştım, yine bişey tutamadım diye düşünüyordu. Denize açılalı üçüncü gün olmuştu. Ve balık, teknenin etrafında dönüp duruyordu. Yaklaşık iki saat, balığın bu dönüşleri devam etti. Ancak, her dönüşü daha kısa oluyordu. Anlaşılan oydu ki, balık da son kozunu oynuyordu. Yaşlı denizcinin de balıktan farkı yoktu. Saatlerce, balık dondu, zıpladı. Gitti, geldi. Yaşlı balıkçı neredeyse pes etmek üzereydi ki, sonunda, balığın yaklaştığı bir anda zıpkınını saplamayı başardı. Zıpkını yiyen dev balık birden bire canlandı ve hızla uzaklaştı. Belli ki o da son kozlarını oynuyordu. Yaşlı adamın gözleri karardı, başı döndü. Yine de oltanın ipini yavaşça gevşetmeyi becerebildi. Bir müddet sonra baktığında, balığın suyun üstünde kımıldamadan durduğunu gördü. Şimdi de balığı taşımak için, kafasını toparlamalıydı. En azından yedi yüz kilo gelirdi. Önce, baş tarafına gidip, solungaçlarından ipi geçirdi. Böylece, balığı sandalın baş, orta ve kıç tarafına bağladı. Sonra da yelkenleri açarak, yavaş yavaş yol almaya başladı. Kan kokusunu alan bir köpek balığı, yaklaşık bir saatten beri kayığın ve balığın peşindeydi. Bİr müddet sonra yaklaştı ve balıktan kocaman bir et parçası kopardı. Yaşlı balıkçı, zıpkınım olanca hıncıyla tam gözünün üstüne saplayarak, onu öldürdü. Ancak, kan kokusunun artması hiç de iyi değildi. Nitekim çok geçmeden iki köpek balığı daha göründü. Yaşlı adam bütün gücü ve ustalığıyla, ikisinin de hakkından gelmeyi başardı. Ancak, bu zamana kadar, balığının dörtte bîri de saldırganlar tarafından gidiyor, ama henüz hiçbir ışık gözükmüyordu. Gece olunca, bu sefer sayısını bilmediği köpek balığı hücumu başladı. Artık karşı koymanın faydasız olduğunu biliyordu. Yine de, sopası ile elinden geldiği kadar vurdu, vurdu. Sopası yitince, dümenin tahta kolunu kaptığı gibi, balığın başına saldıran köpek balığına, gücünün son kırıntılarım toplayarak, yine tüm hıncı ile vurdu. Son köpek balığı buydu. Ancak, yenecek bir şey de kalmamıştı. Şimdi tek hedefi, evine varmaktı. Bütün ustalığını kullanarak, saatler sonra küçük limana girdi. Tekneyi elinden geldiğince yanaştırıp, bağladı. Sonra da sereni toplayıp sırtına attı ve evin yolunu tuttu. O kadar yorgundu ki. Eve varır varmaz hemen uyudu. Sabahleyin çocuk kapıyı açıp girdiğinde, yaşlı balıkçı halen uyuyordu. Çocuk onun ellerini görünce ağlamaya başladı. Sonra kahveden kahve aldı ve yaşlı adamın yanma döndü. Uyanıncaya kadar başından ayrılmadı. Uyanınca, kahvesini uzattı. Çocuğu görünce, “Yendiler beni Manolin, yendiler beni” dedi. Çocuk da, “sem balık değil ötekiler yendi” diye karşılık verdi. Sonra, yaşlı adam yeniden uyudu. Çocuk hep başındaydı. Artık ne olursa olsun, yaşlı adamla beraber balığa çıkacaktı. Çünkü o usta bir balıkçıydı ve ondan öğreneceği çok şey vardı. Kitabın Adı Yaşlı Adam ve Deniz Kitabın Yazarı Ernest Hemingway Kitap Hakkında Bilgi Kitap yaşlı bir Kübalı balıkçının açık denizde Gulf Stream akıntısına kapılarak dev bir kılıçbalığıyla olan mücadelesini anlatır. Bu hikâyesiyle Hemingway, yenilgiye karşı cesareti, kayba karşı şahsi başarıyı kendine has üslubuyla anlatmaktadır. Kitabın Özeti Santiago, kayığıyla balıkçılık yapan yaşlı bir adamdır. Seksen dört gündür bir tane dahi balık avlayamamıştır. Bu sebeple yıllardan beri yanında çalışan küçük Manolin bile, işi bırakarak bir başka balıkçının yanında çalışmaya başlar. Manolin vefalı biridir. Fırsatını buldukça Santiago’nun yanına gelerek ona yardım eder. Günlerdir balık tutamayan Santiago ile arkadaşları dalga geçmektedir. Santiago da ısrarla balık tutmaya çıkmaz, havanın açılmasını bekler. Hava açıldığında arkadaşlarına nasıl balık tutulduğunu gösterecektir. Havanın açılmasını beklediği günlerden birinde yine uyuyamaz. Kalkıp Manolin’i uyandırır. Güneş doğmak üzereyken Manolin’in yardımıyla kayığını denize indir. İhtiyar adam, günler sonra denize yalnız başına açılır. Hep aynı hızda durmadan kürek çeker. Bir anda oltasının titrediğini fark ederek o yana bakar. 85 gün sonra bir de ne görsün beş kiloluk bir orkinos balığı oltanın ucundadır. Santiago tüm dikkatini olaya vererek orkinosu var gücüyle kayığa çekmeye çalışır. Santiago balığı kayığa çekemez balık onu çeker. “Keşke Manolin de yanımda olsaydı hem bana yardım eder hem de ne kadar büyük bir balık yakaladığımı görürdü.” diye söylenir. Balık hala oltanın ucunda direnmektedir. Bir ara gözü kayığına konan kuşa takılır, o sırada oltasını balık birden çeker. Denize düşmekten son anda kurtulan ihtiyar balıkçı, kayıkta yere kapaklanarak düşer. Bu esnada sol elini olta keser ve sol elini hissetmemeye başlar. Dinlenip canlanması için sağ elini kullanır. Birden oltasının yavaşça yükseldiğini fark eder. Güneşte çok güzel parlayan bir balık görür. Balık kayıktan yarım metre daha uzundur. Ne kadar güzel bir balık olsa da onu öldürmeliyim diye düşünür. Öğleden sonra kayık yavaş yavaş ilerler. Balık bir kez daha su yüzüne çıkar, ama artık zıplamamaktadır. Zaman geçer akşam olur oltayı kolundan sökerek sandala bağlar. Karnını doyurmaya başlar ve sonrasında da biraz uzanır. Tam dalacakken eli hızla suratına çarpar. Olta boşalırken tüm gücüyle kalkar. Denize açılalı üç gün olmasına rağmen o gösterişli balığı yakalayamaz. Balık iki saattir sandalın etrafında dönüp durmamktadır. Balık da balıkçı da gücünün sonuna doğru gelirken Santiago kendini cesaretlendirir, “Pes etmemeliyim, yenilmemeliyim.” Balığın yaklaştığı anda zıpkınını balığa saplayan yaşlı balıkçı bir süre sonra balığın suyun yüzünde hareketsizce yattığını görür. Onu kayığa çekmek için gücünü toparlamaya çalışır. Balığın baş tarafına giderek solungaçlarından ipi geçirir. Böylece balığı sandalın baş, orta ve kıç tarafına bağlamış olur. Balık en az yedi yüz kilo gelir. İstediği olan balıkçı yelkenlerini açarak yavaş yavaş denizde yol almaya başlar. Yol alırken köpek balıkları kan kokusunu alarak balıkçıyı rahatsız ederler. Köpek balıkları yakaladığı balığın dörtte birini yerler. Yaşlı adam köpek balıklarıyla baş etmeye çalışır ama akşam çok fazla köpek balığının saldırısına maruz kalır. Köpek balıklarına sopasıyla vurur. Sonuncu köpek balığını da etkisiz hale getirir. Kayığında da yenecek bir şey kalmamış bir durumdadır. Artık düşündüğü tek şey evine varabilmektir. Tüm ustalığını kullanarak saatler sonra limana yanaşır ve kayığını kıyıya bağlar. Evinin yolunu tutan yaşlı adam eve varınca hemen uyur. Sabah Manolin gelir, yaşlı adam hala uyumaktadır. Yaşlı adamı uyanıncaya dek bekler. Yaşlı adam uyanınca “Yendiler beni Manolin!” diyerek tekrardan uykuya dalar. Manolin yaşlı adamın ellerine bakar ve karar verir artık ne olursa olsun yaşlı balıkçının yanından ayrılmayacaktır. Çünkü Santiago usta bir balıkçıdır ve Manolin'in ondan öğreneceği çok şey vardır. Yaşlı Adam ve Deniz Ernest Hemingway Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı için tıklayınız... Yaşlı Adam ve Deniz Ernest Hemingway Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili Oleh

yaşlı adam ve deniz özet