🦑 Milli Mücadele Ile Ilgili Şiirler Ve Yazarları
MillîMücadele ile ilgili " 15 " şiir aşağıdadır. Milli mücadele'nin yüzüncü yılı marşı. mnihatmalkoc. İşgalin eşiğinde yollar gözleniyordu. Yurdunu kurtaracak öncü özleniyordu. Anadolu bir daha Türk'e sözleniyordu. Al bayrak can suyumuz, hürriyetti aşımız.
M.Kemal ve Kürtler. Kuşkusuz Milli Mücadele döneminin “Kürt” politikasının belirlenmesinde M. Kemal Paşa önemli bir aktör oldu. Selanik doğumlu olan ve Rumeli’yi yakından tanımasına karşılık Anadolu’yu tanımayan Paşa, Çanakkale Muharebeleri sonrasında 1916’da 16.
30 Ekim-19l8′de Mondros mütarekesi ile başlayan ve 9 Eylül 1922′de Yunanlıların İzmir’de denize dökülmesiyle biten bu döneme, Mili Mücadele dönemi ve edebiyatı denir. Bu dönemin şiiri şekil ve konu olarak daha çok Milli Edebiyatın devamı niteliğini taşımaktadır.
İstiklal marşının kabulü Konulu Şiirler , İstiklal marşının kabulü İle İlgili Kısa ve Güzel Şiirler , İstiklal marşının kabulü Şiirleri. Çarpışıyordu yurdun dört yanında Mehmetçikler. Can veriyordu milleti için birer birer. Nice ocaklar söndü yaşandı nice keder. Kanlarımızla başardık bizimdir bu zafer.
Kurtuluş Savaşı (Milli Mücadele), Türk tarihinin dönüm noktalarından biridir. Bu kurtuluş mücadelesi Türk Edebiyatı'nda sıkça işlendiği gibi, Türk resminde de tasvir edilmiştir.Kurtuluş Savaşı konulu resimler, savaşların dramatik yapısından çok, toplumsal bir
sosyalhayatına ve Milli Mücadele hareketine yönelik halkı heyecanlandırıcı nitelikte olan karikatürlerdir. Dergide sadece bir tane fotoğraf kullanılmıştır. O fotoğraf da derginin 69. sayısında çıkan Mustafa Kemal’in fotoğrafıdır. Dergide öne çıkan yazar ve şair Yusuf Ziya’dır. Hem kendi imzasıyla hem de müstear
MilliMücadele Dönemi Basında “İptidâi Mektepleri” Üzerine Tartışmalar 21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum / Education And Society In The 21st Century Cilt / Volume 10, Sayı / Issue 28, Spring / Bahar 2021 143 Giriş: Milli Mücadele Dönemine Bir Bakış I. Dünya savaşı sonunda Osmanlı Devleti ile İtilaf arasında 30 Ekim 1918
MilliMücadele ve Kahramanlık – Bilgilendirici Metin. “Kahramanı olmayan bir milletin geleceği de olamaz.” sözünden hareketle Millî Mücadele ve kahramanlıkla ilgili bilgilendirici bir metin örneği. Milli Mücadele ve Kahramanlık – Bilgilendirici Metin.
BüyükTaarruz - Milli Mücadele Serisi Kitap Açıklaması "Dr. Selim Erdoğan, 'Büyük Taarruz' kitabında 'Sakarya'dan sonra Milli Mücadele'nin tarihi üzerine yerli ve yabancı kaynakları mukayeseli olarak kullanıyor. Coğrafya ve stratejiyi mükemmel bir şekilde işliyor. Kitapta ilk defa bazı çarpıcı gerçekler ortaya çıkıyor.
Uywmg. Dünyadaki bütün insanlar, biri dışında aynı fikirde ve o tek kişi karşı fikirde olsa, o tek kişinin iktidarı ele geçirip tüm insanları susturma hakkı ne kadar yoksa, tüm insanların o tek kişiyi susturma hakkı da aynı derecede yoktur.. John Stuart Mill Paylaş Aşağıda 1,500,000'dan fazla şiir başlıkları arasından "Millî Mücadele" terimini içeren şiirler listelenmektedir. Millî Mücadele ile ilgili şiirler "kayıt tarihine" göre listelenmektedir. Şiirlerin "Millî Mücadele" ile ilgili alakalı olup olmadıkları sistem tarafından otomatik belirlenip içinde aradığından konu dışı bazı şiirler listelenebilir. Millî Mücadele ile ilgili " 15 " şiir aşağıdadır.
Düzyazı ve Şiir Alanında Verilen EserlerMustafa Kemal AtatürkNutukSöylevler ve DemeçlerKazım Karabekirİstiklal HarbimizPaşaların KavgasıFalih Rıfkı AtayZeytin DağıÇankayaAteş ve GömlekBatış YıllarıMustafa Kemal’in mütareke Defteri Mondoros Öncesi ve Sonrası dönemKurtuluşHalide Edip AdıvarVurun KahpeyeAteşten GömlekNot Kurtuluş Savaşı ile ilgili ilk Ateşle İmtahanıYakup Kadri OsmanoğluYabanAnkaraSodom ve GomeroTarık BuğraKüçük AğaKemal TahirYorgun SavaşçıEsir Şehrin İnsanlarıAhmet Hamdi TanpınarSahnenin DışındakilerNazım HikmetKuvayımilliye DestanlarıRefik Halit KarayÇeteRauf OrbayCehennem DeğirmeniAli Fuat CebesoyMilli Mücadele HatıralarıMilli Mücadele Dönemi Ressamlarıİbrahim Çallıİbrahim Çallı – Zeybekler TablosuAli Çelebi Ali Celebi – Yaralı AskerHikmet Onat Hikmet Onat – Siperde Mektup Okuyan AskerlerSami Yetik Sami Yetik – Milli MücadeleEdip HakkıNamık İsmailNamik İsmail – Kurtulus Savaşında TopçularCemal TolluCemal Tollu – Biraz SuHalil DikmenHalil Dikmen – Mermi Taşıyan KadınlarRuhi Arel Ruhi Arel – İzmir’e GirişÜsküdarlı CevatAli Sami BoyarNejat ÇelikArif KaptanErcüment KamlıkZeki KocamemiMilli Mücadele Dönemi HeykeltraşlarıNusret SumanHüseyin ÖzkanZühtü Müridoğluİlhan KomanAli Hadi
Etiket Tiyatro Yazarları Halit Ziya Uşaklıgil Halit Ziya Uşaklıgil Kimdir? Biyografisi Hayatı Edebi Kişiliği Halit Ziya Uşaklıgil, Servet-i Fünun Edebiyatı Dönemi’nde roman ve öykü türünün en önemli ismidir. Modern Türk romanının kurucusudur. Halit Ziya Uşaklıgil batılı anlamda ilk romanları yazmıştır. Realizm ve natüralizmin etkisinde kalmıştır. Yapıtlarında ruh çözümlemelerine, kahramanlarının iç dünyalarının betimlenmesine önem vermiştir. Romanlarında İstanbul’un aydın çevrelerini, öykülerinin büyük bir […]... Cumhuriyet Dönemi Sanatçıları ENİS BATUR 1952-… Şiir, deneme, eleştiri türünde eserler yazan sanatçının eserleri Yeni Dergi, Türk Dili, Soyut gibi dergilerde yayımlanmıştır. Sinema eleştirileri de yapmıştır. Şiirleriyle Cemal Süreya, Altın Portakal, Necatigil Ödüllerini; denemeleriyle ise TDK Ödülü’nü kazanmıştır. Eserleri Şiir Eros ve Hgades, Bir Orta Çağ Yalnızlığı, Nil, İblise Göre İncil, Kandil, Tuğralar Düzyazı Kediler Krallara Bakabilir, Perec […]... Muallim Naci Muallim Naci Kimdir Hayatı Biyografisi Edebi Kişiliği Hakkında Kısaca Bilgi 1850 -1893 Tanzimat Dönemi’nde yaşamasına rağmen divan edebiyatı anlayışını savunmuş, eski edebiyat ile yeni edebiyat taraftarlarının lideri olmuştur. Recaizade Mahmut Ekrem’in “kulak için kafiye” anlayışına karşı Muallim Naci, “göz için uyak” anlayışını benimsemiştir. Aruz ölçüsünü kullanmıştır. Şiirlerini sade bir dille yazmıştır. Köyden söz eden ilk […]... Cenap Şahabettin Cenap Şahabettin Kimdir Biyografisi Hayatı Kişiliği Hakkında Kısaca Bilgi Cenap Şahabettin, Servet-i Fünun Edebiyatının Tevfik Fikret’ten sonraki en etkili şairidir. “Sanat için sanat” anlayışını benimsemiştir. Şiirlerinde sosyal konulara hiç değinmemiş, sadece kişisel konuları işlemiştir. Şiirlerinin tamamı ölümünden sonra kitaplaştırılmıştır. Aşk ve tabiat, onun şiirlerinin en önemli konularıdır. Parnasizm ve sembolizm gibi şiir akımlarını öğrenmiştir. Şiirlerindeki […]... Namık Kemal Namık Kemal Kimdir Hayatı Biyografisi Yenilikleri Edebi Kişiliği Hakkında Kısaca Bilgi Edebiyat tarihimizde “Vatan Şairi” ve “Hürriyet Şairi” olarak tanınmıştır. Namık Kemal verdiği eserlerinde “vatan, hürriyet, özgürlük, eşitlik” gibi konularını işlemiştir. Hece ile şiirler yazmış, genellikle aruzu kullanmıştır. Tiyatroda eğlence ile sosyal faydayı birleştirip Türk tiyatrosunu “faydalı bir eğlence” olarak nitelendirmiştir. Düşünsel açıdan yeni, biçim […]... Aziz Nesin İstanbul’da doğdu. Kuleli Askeri Lise sini bitirdi. Kara Harp Okulu ve Askeri Fen Okulunu bitirdi. Akbaba, Dolmuş, Yeni Gazete, Akşam, Tanin gibi dergi ve gazetelerde fıkra ve mizah öyküleri yayımladı. Aziz Nesin’in gerçek adı Mehmet Nusret Nesin’dir. Aziz Nesin; Sabahattin Ali ile birlikte, Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Alibaba mizah dergilerini çıkardı. Kemal Tahir’le […]... Şinasi Şinasi, İbrahim Şinasi kimdir hayatı Hakkında Kısaca Bilgi Batı etkisindeki Türk edebiyatının bilinçli ilk öncüsüdür ve Tanzimat Edebiyatı’nı başlatan sanatçıdır. Dilde sadeleşme hareketinin öncüsü olup şiiri mecazlardan kurtarıp yalın bir dil kullanmıştır. Batı tarzı düz yazısının temellerini atmış, cümleleri kısaltmış ve paragraf birimini ilk kez kullanmıştır. Eserlerinde parça güzelliği yerine bütün güzelliğine önem vermiştir. Birçok […]... Melih Cevdet Anday Melih Cevdet Anday Kimdir Hayatı Eserleri Edebi Kişiliği Hakkında Kısaca Bilgi Melih Cevdet Anday 1915-2002 Garip Akımı Hareketinin üç şairinden birisidir. Bir dönem Yunan mitolojisinden de yararlanan sanatçının, Sesimiz ve İnkılap dergilerinde başlayan şiir çizgisi başlangıç itibarıyla eşyanın arkasındaki gizemi araştırır niteliktedir. “Kalbim, kalbim, kalbim” “Aradığını ne güç buluyorsun” diyebilecek kadar duygusal olabilen şair, 1946’dan […]... Mustafa Necati Sepetçioğlu Mustafa Necati Sepetçioğlu Kimdir Hayatı Biyografisi 1932-2006 Zile’de doğdu. İlk ve ortaokulu Zile’ de okudu. İstanbul’da Haydarpaşa Lisesini ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Çeşitli kurumlarda memurluk ve idarecilik yaptı. Mustafa Necati Sepetçioğlu Edebi Kişiliği Eserlerindeki şiirsel anlatımı sayesinde geniş bir okuyucu kitlesine sahip olan sanatçının Anadolu fethini ve Türk […]... Reşat Nuri Güntekin Reşat Nuri Güntekin Kimdir Hayatı Eserleri Edebi Kişiliği Türk romanına Anadolu’nun kapılarını açan milli edebiyat döneminin ilk yazarıdır. Sanat hayatının ilk dönemine giren Çalıkuşu, Dudaktan Kalbe, Akşam Güneşi, Bir Kadın Düşmanı romanlarında maceraya dayalı bir olay örgüsü etrafında bireylerin duygusal ilişkileri üzerinde durmuştur. Reşat Nuri Güntekin, 1928 yılında yayımladığı Yeşil Gece romanıyla birlikte sanat hayatının […]... Recaizade Mahmut Ekrem Recaizade Mahmut Ekrem Kimdir Hayatı Biyografisi Edebi Kişiliği Hakkında Kısaca Bilgi 1847 -1917 Tanzimat II. Dönemi’ni başlatan ve yeniliklere öncülük eden biridir. Tevfik Fikret’in akıl hocasıdır. Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir, demiştir. Edebiyatımıza şiir, roman, tiyatro, eleştiri tenkit, ders kitabı yazarak ve edebiyat öğretmeni olarak hizmet etmiştir. “Sanat için sanat” anlayışına bağlı kalmıştır. […]... Ahmet Mithat Efendi Ahmet Mithat Efendi Kimdir Hayatı Biyografisi Edebi Kişiliği Hakkında Kısaca Bilgi Roman, hikaye, tiyatro, anı, tarih, gezi yazısı, makale gibi pek çok türde eser vermiştir. Bu yüzden Ahmet Mithat Efendi “yazı makinesi” olarak adlandırılır. Tercüman-ı Hakikat, Bedir, Devir gazetelerini çıkarmıştır. Yalın ve açık bir anlatımı vardır. Yapıtları estetik yönden kusurludur. Bu yüzden kalıcı yapıtlar verememiştir. […]... Tanzimat Döneminde İlkler İlk resmi gazete Takvim-i Vakayi İlk yarı resmi gazete Ceride-i Havadis İlk özel gazete Tercüman-ı Ahval, Şinasi Agah Efendi 1860 İkinci özel gazete Tasvir-i Efkar Şinasi Yurt dışında çıkan ilk Türk gazetesi Hürriyet Londra, Namık Kemal Ziya Paşa İlk Türkçe dergi Mecmua-i Fünun, Münif Paşa Aruzla yazılan ilk tiyatro Eşber, Abdülhak Hamit Tarhan Heceyle yazılan […]... Refik Halit Karay Refik Halit Karay Kimdir Hayatı Eserleri Hakkında Kısaca Özet Bilgi “Kirpi” takma adıyla siyasi mizah yazıları yazdı. Bunları “Kirpi’nin Dedikleri” adlı eserinde bir araya getirdi. Refik Halit Karay, Milli Mücadele’yi baltalayıcı yazılar yazdığı için “Yüzellilikler” listesine alınarak yurt dışına çıkarıldı. Yurt dışındaki sürgün yıllarını Halep, Beyrut dolaylarında geçiren Karay, buram buram memleket kokan hikâyeler yazdı […]... Halide Edip Adıvar Halide Edip Adıvar Kimdir Hayatı Eserleri Edebi Kişiliği Asıl ününü romancılığıyla yapmış olmakla beraber hikâye, tiyatro, makale türlerinde de kitap ve yazılarıyla tanınmıştır. Halide Edip Adıvar, ilk romanlarında aşk, sonraki romanlarında Milli Mücadele yılları, son dönemde ise töre konularını işlemiştir. Bütün romanlarının ortak özelliği, güçlü kadın karaktere sahip olmasıdır. Eserlerinde günlük konuşma dilini kullanmıştır fakat […]... Nazım Hikmet Ran Nazım Hikmet Ran Kimdir Hayatı Biyografisi Şiirleri Hakkında Kısaca Bilgi 1902-1963 Sosyalist gerçekçi sanat anlayışının en büyük temsilcisi olan sanatçı, serbest şiiri benimsemiştir. Şiirlerinde çok etkili bir üslup kullanan şair, şiirini bir ideolojinin de emrine vermiştir. Metafizik endişeden uzak duran Nazım Hikmet, Necip Fazıl ile tam zıttır. Deneysel şiir anlayışını destekleyen bir sanatçıdır. Türk şiirine […]... Servet-i Fünun Sanatçıları SÜLEYMAN NAZİF 1869-1927 Vatan, millet sevgisini kahramanca bir edayla kaleme aldığı için Namık Kemal’e benzer. İtilaf Devletleri tarafından İstanbul’un işgal edilmesi üzerine “Kara Bir Gün” adlı makalesinin yayımlanmasından dolayı Malta’ya sürülmüştür. “Daüssıla” şiirinde milli duyguları ve ızdırapları anlatmıştır. Eserleri Şiir Gizli Figanlar, Batarya ile Ateş şiir/nesir, Firak-ı Irak, Malta Geceleri Monografi Namık Kemal, Mehmet Akif, […]...
Millî marşlar, ülkelerin bağımsızlık simgelerinden olup resmî makamlarca onaylanmış, çeşitli etkinliklerde seslendirilen şiir tarzı metinlerdir. Bunlar ait oldukları milletlerin millî duygularını anlatıp millet üyelerine aynı duygu ve düşünceleri hissettirirler. “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;” diye başlayıp “Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!” sözüyle biten Türk İstiklâl Marşı da Millî Mücadele ruhunun bir tezahürü olarak ortaya çıkmış, Türk milletinin ezelden ebede var olma arzusunun kalpten dile dökülen tercümanı olmuştur. Millî azmi her bir Türk ferdinin kalbine ayrı ayrı işlemiştir. Büyük Millet Meclisi Türk Kurtuluş Savaşı’nın en zor dönemlerinde, 12 Mart 1921’de yaptığı görüşmelerin ardından İstiklâl Marşı’nı millî marş olarak kabul etmiş, “Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!” dizeleriyle Türk milleti adına her türlü esareti reddetmiştir. İstiklâl Marşı, Türk milletinin özgürlüğe olan inancının dilde somutlaşmış hâlidir. Bu açıdan Türk Kurtuluş Savaşı sırasında bu mücadelenin destanının yazılması, askere ve halka millî heyecan aşılanması, millî heyecan ve azmi maneviyi sahada koruyup beslemek için bir marşa lüzum görülmüştü. Diplomatik münasebetlerde de buna ihtiyaç vardı. Bununla ilgili ihtiyacı İrşat Heyetleri dile getirmiş Mustafa Kemal Atatürk de bu meseleyi ele aldırtmıştı. Sonunda bu işin sorumluluğunu Maarif Vekâletinin üstlenmesi kararlaştırılmıştı. Alınan karar üzerine Maarif Vekâleti 18 Eylül 1920’de bir genelge yayımlayarak İstiklâl Marşı müsabakası ilan etmişti. Maarif Vekâleti tarafından vilayetlere gönderilen genelgede ülkenin içinde bulunduğu durum dile getirildikten sonra yeni Türk devletinin ebediliğini, Millî Mücadele’nin ruhunu, Türk istiklâl aşkını dile getirecek millî bir marş güftesinin müsabakaya açıldığı belirtilmiş, müsabaka sonunda marşın besteleneceği ifade edilmişti. Müsabakaya katılacak güfte ve besteler için ayrı ayrı beş yüzer lira mükâfat verileceği söylenilmişti. Böylece İstiklâl Marşı ile ilgili süreç başlamıştı. Müsabaka ilanı Doktor Rıza Nur’un Maarif Vekilliği döneminde ele alınmıştı ama daha sonra yerine Hamdullah Suphi Tanrıöver Maarif Vekili seçilince bununla ilgili işleri Hamdullah Suphi Bey yürütecekti. Müsabaka ilanına göre marş güftelerinin üç ay içerisinde 21 Aralık 1920’ye kadar Ankara’da Büyük Millet Meclisi Maarif Vekâletine gönderilmeleri gerekmekteydi. Genelge ile vilayetler müsabakadan haberdar edilirlerken bu durum basına verilen farklı tarihli ilanlarla da tekraren halka duyuruldu. ÖZGÜRLÜK VE BAĞIMSIZLIK İstiklâl Marşı için açılan müsabakaya yedi yüz yirmi dört şiir katıldı. İnceleme için Maarif Nezaretince oluşturulan edebi encümen bu şiirleri değerlendirmeye aldığında muhakkak ki her birini değerli görmekle beraber bunları Türk milletinin giriştiği özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini tam anlamıyla ifade ve terennüm edecek özellikte bulmadı. Bu kadar şiir arasından herhangi biri tam olarak dikkat çekici bulunmadığına göre “O zaman bunu kim yazabilir?” sorusu sorulmaya başlanmıştı. Maarif Vekili Hamdullah Suphi, bu şiiri Burdur Mebusu Mehmet Akif Ersoy’un yazabileceğini düşünmüştü. Ama yapılan incelemelerde Mehmet Akif Ersoy’un açılan müsabakaya katılmadığı görülmüştü. Bu durum karşısında Hamdullah Suphi Tanrıöver kendisine bir tezkere yazmış ayrıca arkadaşı Hasan Basri Çantay’dan da onu ikna etmesini istemişti. Aslında Mehmet Akif Ersoy mükâfat karşılığında böyle bir şiir yazmayı düşünmemişti. Kendisine marşı yazmasının, maksadın temini için son çare görüldüğü, endişelerinin giderileceği söylenildiğinde ancak bu şartlarda bir marş yazmayı kabul etmiş ve ardından da yazı işine koyulmuştu. Mehmet Akif Ersoy, İstiklâl Marşı’nın bazı mısralarını Meclis’teki müzakereler sırasında, bazılarını Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin idarehanesinde, bazılarını da Taceddin Dergâhı’nda yazıp kaleme almıştı. Bu esnada etrafından tamamen soyutlanmış, bazen derin düşüncelere dalmış, bazen karaladığı cümleleri silip yeniden yazmıştı. Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı marşın ilk basılı şekli “Kahraman Ordumuza” ithaf edilerek 17 Şubat 1921’de Sebilürreşad dergisi ve Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde, 21 Şubat 1921’de de Açıksöz gazetesinde yayımlanmıştı. İstiklâl Marşı şiirini yazdıktan sonra konu marşın seçimine gelmişti. Seçim hususunda Akif’in şiiri dışında diğer yedi yüz yirmi dört şiirden altı tanesi daha değerlendirmeye alınmıştı. Bununla ilgili nihai kararı Türkiye Büyük Millet Meclisi verecekti. Seçim meselesi üç farklı celsede ele alındı. Konu ilk olarak 26 Şubat 1921’de görüşüldü. İkinci defa Meclisin 1 Mart 1921 tarihli toplantısında ele alındı. Burada çeşitli açıklamalar yapıldı, düşünceler dile getirildi ve okunduğunda Mehmet Akif Ersoy’un şiiri büyük bir beğeni aldı. MECLISTE OKUNDU İstiklâl Marşı konusu Büyük Millet Meclisinin gündemine üçüncü defa ise 12 Mart 1921’de geldi. Mecliste gerçekleştirilen 12 Mart tarihli toplantıda yapılan görüşmelerin sonrasında Mehmet Akif Ersoy’un şiiri oya sunuldu. Oylama sonucunda İstiklâl Marşı olarak kabul edildi. Kabul edilmesinin ardından İstiklâl Marşı Meclis’te bir kez daha ayakta okundu. Bütün mebuslar marşın on kıtasını ayakta ve sürekli alkışlar arasında dinledir. İstiklâl Marşı bu şekilde oldukça coşkulu bir halde kabul edilirken Mehmet Akif Ersoy heyecanından ve mahcubiyetinden Meclis’te duramamış, salona çıkmıştı. Türkiye Büyük Millet Meclisi İstiklâl Marşı’nı kabul ettikten sonra Mehmet Akif Ersoy daha önce müsabaka için ortaya konulan beş yüz liralık mükâfatı almadı. Bunu fakir İslam kadın ve çocuklarına iş öğreterek sefaletlerine son vermek maksadıyla kurulmuş olan Darülmesai’ye bağışladı. İstiklâl Marşı kabul edildikten sonra bestesi için de ayrıca bir müsabaka ilan edildi. Ancak besteleme meselesi güfte meselesine göre biraz daha uzun bir zaman aldı. Süreç içerisinde Türk musikişinaslar tarafından farklı besteler yapılarak ayrı şekillerde değişik yerlerde çalındı. Nihayetinde 1930 yılında Osman Zeki Üngör’ün ilk iki dörtlüğü bestesi resmi beste olarak kabul olundu. Mehmet Akif Ersoy İstiklâl Marşı’nı Safahat isimli eserine almamış ve onu Türk milletine hediye etmişti. “Allah bir daha bu millete bir İstiklâl Marşı yazdırmasın!” diyerek yazıldığı dönemin zorluğuna dikkat çekmişti. İstiklâl Marşı’nın hangi ortamda nasıl bir ruh hali ile yazıldığı oldukça önemli bir meseledir. Bu marşı yazdıran şey Milli Mücadele ruhu, vatan ve bağımsızlık aşkıdır. Onu yazmak için o günleri görmek gerektiğini, sonradan ne başkasının ne de kendisinin bunu bir daha yazamayacağını, marşın kendisinin millete karşı en büyük hediyesi olduğunu dile getiren Mehmet Akif Ersoy bu düşüncelerini ifade etmek açısından şu cümleleri kullanacaktı “İstiklâl Marşı. O günler ne samimi, ne heyecanlı günlerdi. O şiir, milletin o günkü heyecanının bir ifadesidir. Bin bir fecayi karşısında bunalan ruhların, ıstıraplar içinde halas dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. O şiir bir daha yazılamaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur.” Mustafa Kemal Atatürk de Mehmet Akif Ersoy’un o günlerin hatırasına yazdığı İstiklâl Marşı ile ilgili düşüncelerini dile getirirken şöyle diyecekti “Bu marş, bizim inkılabımızı anlatır, inkılabımızın ruhunu anlatır. Bunu, ne unutmak ne de unutturmak lazımdır. İstiklâl Marşı’nda, istiklâl davamızı anlatması bakımından büyük bir manası olan mısralar vardır. Benim en beğendiğim yeri de burasıdır Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!’ Benim, bu milletten asla unutmamasını istediğim mısralar, işte bunlardır. Hürriyet ve istiklâl aşkı bu milletin ruhudur.” KAHRAMANCA MÜCADELE Millî marş olarak kabul edilişinin 101. yılında İstiklâl Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy’u, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, istiklâl ve istikbal mücadelemizin temsil makamındaki ilk meclisin vekillerini, vatan için kahramanca mücadele etmiş bütün şehit ve gazilerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz. Aziz ruhları şad olsun.
milli mücadele ile ilgili şiirler ve yazarları